26 Haziran 2014 Perşembe

Quinta Dos Murcas, 2008


İtalyanlara elimizde bulunan tek sek Portekiz şarabıyla ara veriyoruz. Quinta Dos Murcas Douro bölgesinden klasik bir Portekiz kırmızı üzüm karışımı. Portekiz'den tavsiye üzerine aldığım bu şarabı Türkiye'de de bazı şarküteri raflarında gördüm. Ben 22 euro'ya almıştım bu şarabı. Türkiye'deki raf etiket fiyatı ise tabii ki daha fazla.

Portekizlerin ünlü Vintage Port'larının yanında sek şaraplarının da yavana atılmaması gerektiğini öğrendim. Bu şarap da bunun tam anlamıyla bir ispatı oldu. 1 sene kavımda beklettikten sonra tam da bana tavsiye edilen sürede bu şarabı açıp deneme fırsatım oldu.

Şarabı yarım saat kadar havalandırıp servis ettik. Biraz soğutulmayı va havalandırmayı hakediyor. Mantarı açtığımızda şişeden buram buram yayılan kırmızı meyve esintileri beni hemen heyecanlandırdı... İlk başta daha önce Portekiz şarabı içmemiş misafirlerimin umursamaz tavırları şarabı ilk tattıklarında hemen değişiverdi.

Ön burunda belirli belirsiz gelen alkol esintileri kırmızı meyve kokularıyla birlikte meşe esanslarıyla hoş bir buke oluşturacağa benziyordu... Şarabın koyu bordo rengi bardak çeperini kaplıyor ve sarmalıyordu. Bu meyve tonlarına tanenlerin eşlik edeceğini bilmek bizim için yine heyecan vericiydi ancak yumuşak olmalarını umuyorduk. Tam da umduğumuz gibi çıktı. Orta üstü gövdesiyle ve yuvarlanmış tanenleriyle kadife gibi yumuşak bir etkiyle damağımı kapladı. Kiraz Erik ve pekmezimsi tonlarla birlikte hafif baharatımsı tadlar da bukeyi oldukça genişletmişti...

Bitimi de yuvarlak ve belirgin tanenlere eşlik eden geniş bukeyle orta uzunlukta ve gayet keyifliydi. Bu kadar güçlü gövdeli ve aynı zamanda aromatik bir şarap çok fazla deneme şansımız olduğu söylenemez... Gerçekten çok başarılı bir şarap. Herkese bu şarabı almayı ve zamanında içmeyi tavsiye ederim. Böyle güzel bir şarabı alıp içecekseniz de mutlaka ama mutlaka az-orta pişmiş kırmızı et ile tüketin. Keyfinizi katlayacağınızdan emin olun.

Sanırım şimdiye kadar içtiğimiz en güzel şaraplardan bir tanesiydi. Kavaklıdere 2004 Boğazkere ve 2008 Prestige Öküzgözü ile aynı klasmana alabileceğim güzel bir şaraptı.

Puan: 8

25 Haziran 2014 Çarşamba

Ruffino, Riserva Ducale, Chianti Classico, 2010




Ruffino Riserva Ducale, Türkiye'de restoranlarda ve marketlerde bulabileceğiniz başka bi Chianti Classico. Ruffino'nun 2 farklı versiyonu var. Birisi Chianti, diğeri bizim şimdi içtiğimiz Chianti Classico. Chianti Classico sadece Sangiovese üzümünden üretilmiş ve standart kalite damgası olan DOCG belgesini edinmiş şaraplara verilen bir apolet. Sangiovese'nin yanında farklı karışımlarda kupajlar yapıldığında bunların çoğu Chianti Blend ya da Super Tuscan apoletiyle satılıyor.

Yakut rengiyle bardak çeperinde iz bırakan yapısıyla genç ve klasik bir Sangiovese olduğunu gösterdi. Ön burunda biraz fazla alkol etkisiyle ilk başta gözümüzü korkuttu: güçlükle aldığımız meyve kokuları damakta da aynı şekilde asit ve alkolün arkasına saklanmış bir izlenim verdi. Erik çilek gibi kırmızı renkli meyve tatları ancak bir kaç yudumdan sonra kendisini hissetirebildi... Buke olması gerekiği gibi çok da geniş olmasa da arkadan gelen meşe tadları olması gereken kompleksiteyi oluşturmuş gibi görünüyordu. Tam olarak yuvarlanmamış keskin tanenler alkol ve asit etkisiyle birleşince çok da kolay içimi olmayan genç bir şarap oluşturmuş. Henüz biraz fazla agresif diyebiliriz.

Daha önce denediğimiz 2008 rekoltesinin çok daha dengeli olduğunu ve tanenlerin tamamen yuvarlanmış ve alkol asit dengesinin bukenin önüne geçmediğini söylemekte fayda var. Bu elimizdeki şarabın belki 1-2 sene sonra daha iyi bir noktaya gelebileceği konusunda biraz ipucu verebilir.

Yine de şu haliyle bile pizza makarna gibi aperatif yiyeceklerle rahatlıkla tüketilebilir güzel bir Chianti Classico. Hem 2008 hem de 2010 rekoltesini bulursanız gönül rahatlığıyla alabilirsiniz.

Puan: 7 (2010)
Puan: 7,5 (2008)



16 Haziran 2014 Pazartesi

Regaleali, Rosso, Sicilia 2010


İtalyanlar'la devam ediyoruz. Bu seferki şarabımız Sicilya'dan Nero d'Avalo üzümünden yapılmış bir Regaleali Rosso 2010. Üzerinde 'Vedat Milor Seçimi' etiketiyle bulabileceğiniz bir şarap. Bu üzümü daha önce tatmadık ve neyle karşılaşacağımızı bilmiyorduk. Nero d'Avalo üzümü Sicilya'da en yaygın şekilde yetiştirilen üzüm cinsi. Genelde İtalya anakarasında daha zayıf üzümlerden yapılan şaraplara gövde ve derinlik katmak için kullanılıyor. Sicilyadak California'da ve Avusturalya'da da sıklıkla kullanılıyor.

30 dakika kadar soğuttuktan sonra şarabı proteinli yemeğimizin yanında açtık. Okuduğumuz bilgileri hemen haklı çıkarırcasına bardaktaki koyu yakut rengine ve bardak çeperine yapışmasına şahit olduk. Güçlü gövdeli ve belirgin tanenli bir şarap olduğunu hemen gösterdi. 2010 rekoltesi olması sebebiyle tanenlerin bizi rahatsız etme riskini biliyorduk. İlk yudumda karışık meyve tatlarını birbirinden ayır etmekte zorlandık. Orta derecede yuvarlanmış belirgin tanenlerin yanında çok da dengelenmemiş alkol ve asitle karşılaştık. Meyvemsi tatlar ön plana çıkmaya çalışırken sürekli olarak keskin tanenlerle engelleniyordu. Şaraptaki bu belirgin özelliklere rağmen içilmesine engel oluşturacak bir problemden ya da hatadan söz etmek pek mümkün değil.

Şarabın potansiyelini yakalayabilmesi için belki önünde belirli bir zaman dilimi var. Ancak bu üzümden yapılmış şaraplarla ilgili tecrübemiz pek olmadığı için bu potansiyel konusunda yorum yapabilmek şimdilik biraz zor. Son kararda ilginç bir tecrübe olduğunu belirtmekte fayda var. Nero d'Avalo'yu merak ediyorsanız deneyebilirsiniz.

Puan: 6.5