Türkiye’de bilindiği gibi şarap yapımında en çok kullanılan ve bu toprakların karakterini yansıtan üzümlerimiz Boğazkere (Diyarbakır), Öküzgözü(Elazığ) ve Kalecik Karası(Ankara)...
Her ne kadar kendi yörelerindeki bağlarda şarap üretiminde uzun yıllardır kullanılıyor olsalar da son yıllarda endüstriyel, politik ve sosyolojik sebeplerden dolayı, ülkenin başka yörelerindeki bağlarda da görmek mümkün. Çeşitli markaların monosepaj ve kupaj denemeleri başarılı sonuçlar vermesi sonucu da sayıları hızla artmakta. Devletin üzüm ve şarap üreticiliğine verdiği desteklerin de etkisini küçümsememek gerekir.
Çeşitli üstadların bu üzümlerimizin kendi yöreleri dışında başka yerlerde yetiştirilmesi konusuna bir takım itirazları var. Diyorlar ki Öküzgözü Elazığ’dan olmalı, Boğazkere de Diyarbakır’dan... Hatta eklemekten çekinmiyorlar: ‘üzüm yerinde ağırdır’. Ama süper bir monosepaj çalışma olan Kavaklıdere Pendore Öküzgözü 2009 içtikleri zaman da bu şarabın hakkını teslim etmeyi ihmal etmiyorlar. Özellikle bu şarap 2012 de Decanter tarafından Regional Thropy Award (Bölgesel Başarı Ödülü) almaya hak kazan 3 şaraptan biri olunca... (Başka yazılarımızda bu tip değerlendirmelerle ilgili çok şeyler yazacağız.)
Türkiye’deki şarap endüstrisinin TEKEL’den kurtulmasının henüz çok kısa bir süre önceye dayanması bile, sadece kendi başına, Türkiye’de şarapçılık konusunda daha çok uzun yıllar farklı tecrübelere ihtiyacımız olduğunu, bir çok yargının kısa sürede değişebileceğini düşündürüyor. Tabii ki Öküzgözü’nün vatanının Elazığ olduğu gerçeği değişmez ama bu, Anadolu’nun başka bir yöresinde Öküzgözü’nün yetişmeyeceği anlamına da sanki gelmez.
2006’da yapılan bir araştırmaya göre dünyadaki bütün üzümlerin genetik olarak Gürcistan sınırlarında yetişen üzümlerden türemiş olabileceği ile ilgili güçlü kanıtlar bulunmuş... Bordeaux’un meşhur Cabernet Savignon’ları 18 yüzyılda kullanılmaya başlanmışken, ve daha öncesinde bu ülkede neredeyse hiç bulunmazken, en iyi öküzgözünün sadece Elazığ yöresinde yetişebileceği konusunda bu kadar da ön yargılı olmamak gerek.
Farklı bölgelerde farklı üzümleri ve farklı şarap üreticilerini destekliyoruz. Ne kadar çok rekabet olursa kalite o kadar çok artar. Fiyat kalite dengesi mantıklı seviyelere gelir. Yeter ki ortaya çıkan sonuçları objektif olarak değerlendirebilelim.
Bu konuyu kendi açımızdan değerlendirebilmek için ilk başta Öküzgözü üzümünden üretilmiş ve farklı yörelerde ve farklı zamanlarda yetişmiş üzümlerden yapılmış çalışmaları denemeye karar verdim. 2012’nin son çeyreği itibariyle bulabileceğimiz öküzgözü rekolteleri sınırlı olsa da elimizden geldiğince çok rekolteyi ve üreticiyi denemek istiyorum. Kendi çapımızda hem rekolteye hem de üreticiye bağlı olarak farklı denemelerimizin sonuçlarını aktarmaya çalışacağım. Bu denemelerde bana yardımcı olan ve eşlik eden değerli dostlarıma huzurunuzda teşekkür ederim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder