7 Aralık 2015 Pazartesi

Kavaklıdere Prestige Öküzgözü 2011


Kavaklıdere Prestige Öküzgözü, uzun yıllardır zevkle içtiğimiz bir şarap. 2011 rekoltesi de bizim için devam eden bir heyecanın, yeniden tecrübe edilmesi gibi bir hayale sebep oluyor. Ancak gerçekler pek de öyle değil.

Daha ön burunda zayıf aroma ve alkol ağırlıklı bir buluşma.  Öküzgözü için çok da şaşırtıcı bir durum değil. Yakut renkli, bardak çeperinden ışık oyunlarıyla birlikte yavaş yavaş süzülüyor.

İlk yuduma geldiğimizde hemen yüzümüz düşüyor. Keyif almak için çok çabaladığımız bir damakla karşılaşıyoruz. Asit çok ön planda ve asidin yanında buruk keyif vermeyen olgunlaşmamış zayıf meyve tonları çok basık bir şekilde asidin ve alkolün arkasında kalıyor. Şaraba 1 saatlik ekstra zaman veriyoruz. Kendisini açmamak için direniyor... 1 saatin sonunda biraz daha yumuşuyor ve meyve tadları biraz biraz kendisini belli etmeye başlıyor, asitli bukeyi biraz dengeliyor. Tam olarak hala açıldığını söyleyemesek de 1.5 saatin sonunda içilebilir hale geliyor. 

Zor bir şarap. Belki henüz içmek için erken. Ancak fiyatı itibarıyla alıp da koymaya değer mi düşünmek gerekir. Sonuç olarak bir öküzgözü şarabından bahsediyoruz. Çok fazla yıllanma potansiyeli olmadığını da biliyoruz. Çok özel bir ilginiz varsa, bence alınıp içmek için bir miktar daha beklenebilir. Şimdi içmek istiyorsanız da en az 1 saat kadar geniş tabanlı bir karafta havalandırarak işe başlamanızı tavsiye ederim. 

Puan: 6

16 Ekim 2015 Cuma

Kayra Vintage Öküzgözü 2012



Uzun bir aradan sonra tekrar merhaba.

Uzun bir ara verdik ama şarap içmeye de devam ettik. Sadece güncel olayların içimizi daraltması sebebiyle gelip de buraya yazmak her defasında zor geldi. Güzel şaraplar da içtik çok gereksiz şaraplar da, vakit buldukça notlarımı buraya aktarmaya devam edeceğim.

Gelelim bugünün kahramanı Kayra Vintage Öküzgözü 2012. Beni bu kadar uzun zamandan sonra yazmaya mecbur eden şarap...

Yarım saat kadar havalandırmamıza rağmen şarap bana mısın demedi. Asit ve alkol çok fazla derecede ön planda. Zayıf yapısı çok basit bir sofra şarabı seviyesine kadar indiriyor. Meyve tadlarından söz etmek hiç mümkün değil çünkü asit ve alkol şarapta başından sonuna kadar ön planda.

75 TL lik fiyatıyla da tam bir hayal kırıklığı. Daha önce denemiş olduğumuz 2009 ve 2010 rekoltelerinin yanında çok sönük gereksiz derecede agresif ve tatsız bir şarap...

Öküzgözünden bu kadar kötü şarap yapıldığını bir tek Doluca DLC'de görmüştük, ama şimdi Kayra da bu kervana katıldığı için kendilerini tebrik etmek isterim. Hem de Vintage gibi iddaalı ve aynı zamanda pahalı bir serilerinde.... 2012 zor bir yıl mı oldu bilmiyorum ama kötü bir şarabı pahalı satmaktansa, Kavaklıdere'nin 2010'da yaptığı gibi o sene en iyi serinizi çıkartmayın. (Kavaklıdere 2010 yılında öküzgözü şarabını piyasaya çıkarmadı)

Böyle söylemek hoşuma gitmiyor ama bu şarap için para harcamaya kesinlikle değmez.

Puan : 5

30 Mart 2015 Pazartesi

Corvus Corpus 2009

Corvus'un Corpus serisinin 2009 rekoltesiyle karşınızdayız.

İçtiğimiz en iyi şaraplardan bir tanesi olan 2008 rekoltesinden sonra 2009'un işi biraz zor. Şarabı kendi çapında değerlendirmek bir kenara dursun, diğer şaraplarla karşılaştırmak hatta aynı şarabın başka rekoltesiyle karşılaştırmak gerçekten güzel bir tecrübe. Bu değerlendirmeyi doğru yapabilmek çok ayrı bir sorumluluk.

Daha önce Kavaklıdere'nin ve Kayra'nın şaraplarında bu heyecanı yaşamıştık. Daha fazla olgunlaşma potansiyeli olmayan özellikle öküzgözü şaraplarında karşılaştırma eylemi daha kolay. Ancak iş olgunlaşma potansiyeli olan şarapları karşılaştırmaya gelince biraz değişiyor.

2009 ile ilgili yazımızı yazarken de bu tip ikilemler ve keşkeler içerisindeyiz. Acaba şarabı daha fazla mı havalandırsaydık, acaba şarabı içerken aynı tür yemekleri mi tercih etseydik gibi bazen kontrol edilmesi çok da mümkün olmayan şeyler insanın aklından geçiyor. Bu düşüncelerden arınıp şöyle bir silkelenip kendimize geliyoruz ve başlıyoruz.

2009 ön burunda koyu renkli meyveleri anımsatıyor. Alkol esintileriyle birlikte fıçının etkisi de hissediliyor. Yoğun bir şarap olduğu daha ön burunda belli ediyor kendisini. Damakta güçlü yapısı bizi ilk başta heyecanlandırıyor. Tanenlerin henüz tam olarak yuvarlanmamış olması, arka planda beklediğimiz meyve tatlarının maskelenmesine sebep oluyor. Ön plana çıkar baharat tonları keyifli ancak tamamlayan bir meyve tadı henüz çok belirgin değil. Ancak muhtemelen şu ana kadar içtiğimiz en güçlü gövdeli şaraplardan bir tanesi. Damaktaki kalıcı etkisiyle uzun sayılabilecek bir bitim ancak yeteri kadar kompleksleşmemiş buke ile şarabın daha önünde uzun bir zaman olduğu hissine kapılıyorum.

Aynı masada içtiğimiz bir Fransız Super Bordeaux ve bir İspanyol şarabından çok çok daha sağlam duruyor. Ancak dengeye ulaşmış ve zayıf yapılı İspanyol daha kolay içimli olduğu için masadaki diğer arkadaşlarımızın biraz aklını çelmiyor değil. Benim için ise Corpus açık ara ön planda. Bu şarabı 1 sene sonra tekrar içmek benim için bir görev. 2008'deki etkileyici bukeye ulaşabileceğini hatta onu geçebileceğini düşünüyorum. Ancak henüz şu an o seviyede değil.

O seviyeye geldiğinde gerekli güncellemeyi yapacağımdan şüpheniz olmasın.

Puan: 7.5


12 Şubat 2015 Perşembe

Corvus Blend No:5

2008 rekoltesi Blend No:5, Corvus'un kavımıza eklediğimiz bir diğer Bordeaux kupajı... Bu karışımda ,%47 Merlot, %33 Syrah, %11 Cabernet Sauvignon ve %9 Cabernet Franc kullanılmış. 16 ay Fransız meşede dinlendirildikten sonra 3 ay bottlelarda ve daha sonra da 6 ay da şişede dinlendirildikten sonra yine Corpus gibi uzun bir süre sonra piyasaya sürülmüş.

Corvus'un yapmış olduğu 3'üncü Bordeaux kupajı. CruTurk (en pahalı şarap), ve Corpus'un fiyatlarının yanında en uygun olanı. Aynı yılın rekoltesinden 3 farklı şarap çıkması konusunu masaya yatırmamız gerekir. Normal bir Fransız Chateau'su düşünüldüğünde, Chateau'nun en iyi üzümleri seçilerek Premier şaraplar için ayırılır.  Kullanılacak orana göre, iyi üzümlerden arta kalanlar ve birinci şarap için kullanılmayacağı düşünülen üzümler yine seçilerek 2nci ve hatta 3üncü şaraplarda kullanılır. Örneğin Chateau Margaux, her sene mevsimin durumuna ve dolayısıyla ürünün kalitesine göre en iyi üzümlerini Premier şarabı olan Chateau Margaux'da kullanır. Geri kalan üzümlerini de Pavillon Rouge de Chateau Margaux ismiyle ve ikinci şarabı olduğunu belirterek piyasaya sürer. Margaux için durum şudur: Şişesi ortalama 2000-2500 TL (avrupa satış fiyatı) olan premier şarap iyi bir rekolte için ortalama 98-99 puan alırken şişesi 500-600 TL (avrupa satış fiyatı) olan Pavillon Rouge 92-93 puan alır. Acaba bu durum Corvus için de geçerli mi pek bilmiyoruz.

Eğer aynı durum geçerliyse Blend No:5 Corvus'un 3üncü şarabı. (CruTurk ve Corpus'dan sonra).

Blend No:5'i Corpus'la birlikte deneme fırsatı bulduk. Üzüm karışımına bakılacak olursa Corpus'dan daha zayıf bir gövde beklememiz normal. Şaraba yapısını verecek olan Cabernet Sauvignon sadece %11 oranında kullanılmış.

45 dakika kadar havalandırdıktan sonra Blend No:5 'in tadına baktık. Damakta orta kuvvetli yapısı, yuvarlanmış tanenler ve kırmızı meyve aromalarının ön plana çıktığı bir bukeyle birlikte, asit alkol dengesine ulaşmış başarılı bir şarap. Corpus'a nazaran biraz daha kapalı olması, ve gövdesinin zayıf olması bizim için gözümüze çarpan tek fark. Corpus kadar yıllanma potansiyeli olmasa da yine de heyecan verici ve şu an için içmeye gayet hazır.

Türkiye'de yapılmış güzel bir Bordeaux kupajı.

Puan: 7.5

20 Ocak 2015 Salı

Corvus Corpus 2008




Türkiye'de üretilmiş Bordeaux kupajlarına hızlı bir giriş yaptık. Bu defa önümüzde Bozcaada'nın en önemli üreticilerinden biri olan Corvus'un 2008 rekoltesi Corpus'u ve Blend No:5 i var.

Cabernet Sauvignon, Merlot ve Cabernet Frenk üzümleri karışımından yapılmış Corpus, 18 ay meşe fıçılarda daha sonra da şişelerde dinlendirilmiş. 2014 itibarıyla uzun bir yoldan sonra merketlere sunulmuş bir ürün. Fiyatı olarak bildiğimiz kadarıyla yerli üreticilerin yaptığı Bordeaux şarapları arasında en pahalılarından bir tanesi.

Corvus'un fiyat politikası ayrı bir konu ancak, Corpus ve Blend serilerinin daha önceki rekolteleri çok yüksek fiyatlara (200-1000 TL arası) satılıyor. Zaten bunları sadece Bozcaada'da Corvus'un kendi satış mağazalarında bulabilirsiniz. Şimdilik bu seviyelerden uzak duruyoruz. Corpus 2008'un Bozcaada satış fiyatı ise 95 TL . Carrefour'larda 4 TL kar eklenerek 99 TL 'ye satışa sunulmuş.

Corpus'u arkadaşlarımızla birlikte bir akşam yemeğinde kırmızı et eşliğinde tükettik. Karafımızda yarım saat kadar havalandırdıktan sonra servis yaptık. Şişeyi karafa boşaltırken gelmeye başlayan buram buram meşe kokusunun yanında hafif hafif buna eşlik eden alkol ve kırmızı meyve esintileri şarapla ilgili bizi heyecanlandırmaya yetti.

Koyu bordo rengi ve bardak çeperine yapışan yapısıyla gövdeli bir şarap olduğunu gösterdi. Yeteri kadar bardakta da havalandırdıktan sonra ön burunda kırmızı meyve notaları kendisini daha da belli etmeye başlamıştı. Damakta güçlü gövdesine rağmen, yuvarlanmaya başlamış tanenleri, orta seviyede asit ve alkolle dengelenmişti. Vişne ve karadut benzeri meyve tadlarına kompleksite katan topraksı tadlarla ve entegre olmuş meşe ile birlikte geniş bir buke sunmuştu. Bitimi güçlü gövdesi ve aromatik bukesiyle keyifli ve uzundu.

Şarabın orta seviyede asiditesi ve hala ayakta olan tanenleri yıllanma potansiyelinden rahatlıkla söz etmemize sebep oldu. Bu şarap çok güçlü ama bir o kadar da zarif. Bize hala önünde uzun bir yol olduğunu düşündürdü. Yıllandıkça daha da yuvarlanacak tanenler ve buna eşlik edecek farklı kompleks tadlar, bu şarapla ilgili bizi heyecanlandıran diğer unsurlar.

Çok da güvenmeden aldığımız Corpus'lar bizi fazlasıyla tatmin etti. Kısa zamanda kavımıza eklemeyi planladığımız şaraplar arasında kendisine üst sıralarda yer buldu.

Gövdeli şarapları kırmızı etle tüketmeyi seviyorsanız bu şaraptan alın. Hatta bir kaç şişe alın.

Bravo Corvus.

Puan: 8.5 




16 Ocak 2015 Cuma

Kavaklıdere Egeo Cabernet Sauvignon Merlot 2012

Yerli Bordeaux denemelerimize Kavaklıdere Egeo 2012 ile başladık.

Yerli üzümlerden yapılmış en iyi şaraplar şimdiye kadar Kavaklıdere'den gelmişti. Yabancı üzümleri de çok iyi yaparlar umudu taşıyorduk. Bu sebeple yola Kavaklıdere ile başlamayı uygun gördük.. 

Kavaklıdere Egeo Ege bölgesindeki bağlardan hasat edilmiş Cabernet S. ve Merlot üzümlerinden yapılmış. 8 ay Fransız fıçılarda bekletilmiş ve markete sunulmuş. 

Bu şarapla ilgili izlenimlerimizden önce bir Cabernet Sauvignon Merlot kupajından ne bekliyoruz ondan bahsedelim. Çok güçlü gövde, belirgin yuvarlanmış ve belki biraz agresif tanenler, yüksek asidite ve geniş bir buke. Dünyanın en ünlü şaraplarının vazgeçilmez iki parçası. Müthiş bir ahenk, karakter ve potansiyel... Premier Grand Cru'ların dünyaya sunduğu şey ne ise ona ulaşmak istiyoruz. 

Kavaklıdere'den tabii ki şişesi 2000 dolar olan bir şarap keyfi beklemiyoruz. (Zaten henüz bilmiyoruz ulaşacağımız son noktayı!) Yavaş yavaş öğrene öğrene sindire sindire yaklaşmak istiyoruz. 

Kavaklıdere Egeo, çok dengeli çok zarif ancak çok zayıf bir şarap. Ön burun Merlot kaynaklı kırmızı meyve, hafif ama zarif alkol ve topraksı kokular ağırlıklı, Damak ise beklediğimizden çok zayıf. Cabernet Sauvignon'un varlığı neredeyse hissedilmiyor. Zayıf gövdeyle kolayca akıp giden yapısıyla birlikte çok kompleks olmayan buke, rahatsız etmeyen alkol ve asiditeyle kısa ve çok da keyifli olmayan bir bitim sunuyor. Şarap yıllanmayla ilgili herhangi bir potansiyeli olduğunu sanmıyorum. Şu an içilebilir ve bu noktadan sonra da düşüşe geçer diye tahmin ediyorum. 

Sorunsuz olsa da herhangi bir karaktere sahip olmayan bu şarap, malesef vereceğiniz 60 TL 'ye değmiyor. Bu şarabı almak yerine 60 TL'nizi harcayabileceğiniz bir çok alternatif mevcut. 

Puan: 6


12 Ocak 2015 Pazartesi

2015'e merhaba

Merhabalar,

2015 yılı için planımız, Cabernet Sauvignon, Merlot ve Shiraz gibi başlıca üzümlerden yapılmış yerli şarapları denemek ve bunları yine Türkiye'de satılan 100 TL altı yabancı şaraplarla karşılaştırmak. Şu anda bir havuz belirlemiş olmasak da herkesin kolaylıkla edinebileceği şaraplar üzerinde yoğunlaşacağımızı düşünüyorum.

Arada yeni çıkan öküzgözü ve boğazkere rekoltelerini denemek, eskileriyle karşılaştırmak daha önce içtiğimiz ve potansiyeli olduğunu düşündüğümüz şarapları yeniden tatmak gibi eğlenceli planlarımız mevcut. Bunun için ihtiyacımız olan tek şey şarap içecek dostlar.

Hepinize mutlu ve sağlıklı bir yeni yıl dilerim.