İnanılmaz bir tecrübe. İlk defa bozulmuş bir şarapla karşılaştık. Üzüldüm diyemeyeceğim çünkü herhalde bu bir milat. Evde açtığım ve bozuk çıkan ilk şarap. 2008 rekoltesi olması bu şişenin hiç iyi koşullarda saklanmadığını gösteriyor.
Mantarı açınca ağır bir küf kokusuyla karşılaştım. Mantarı ters cevirdiğimde mantarın yavaş yavaş küflenmeye başladığını farkettim. Şarabı evimin yakınlarında bir TEKEL bayisinden almıştım daha 1 gün önce. Bu sebeple kendi saklama koşullarımı şimdilik sorgulamama gerek yok diye düşünüyorum.
Şaraptan bir kadeh alıp denemek istedim. Malesef küf tadı tamamen şaraba yayılmış durumdaydı. İkinci yudumu almadan şarabı dökmeye karar verdim. Böyle durumlar için tecrübesizim. Acaba bu şarabı aldığım TEKEL bayiine götürüp herhangi bir hak iddaa edebilir miydim? Muhtemelen olumsuz cevap alacağımı bildiğim için peşinden gitmedim. O bayii ile bozuşmak istemiyorum. Özellikle 76 TL lik Prestige 2007 Boğazkere'yi 45 TL ye aldıktan sonra. Ama yine de gidip bir soracağım.
İlginç bir tecrübe oldu. Bu şarabı bu olay sebebiyle tadım listemizden çıkarmak zorunda kaldık.
Puan: Buşone
28 Ocak 2013 Pazartesi
Kavaklıdere Prestige Boğazkere 2007
Boğazkere denemelerimizin ilki olan Prestige 2007, bu tadım çalışmasının ne kadar sorunlu geçeceği konusunda hemen ilk ipuçlarını verdi.
Boğazkere monosepajlarının hepsi bu şekilde mi olacak bilemiyoruz ama Prestige 2007 bu şekilde olursa diğerleri nasıl olur tahmin edemiyorum. Tanenler asit ve bahart kokuları o kadar karışmış ve yoğunlaşmış ki şaraptan zevk alabilmek için gerçekten bu kompleks tadı karşılayabilecek bir yemek gerekiyor. Bu şarabı yemek eşliği olmadan içeyim bir iki kadeh derseniz tamamen hayal kırıklığına uğrarsınız.
Ön burunda çok yoğun baharat ve orman meyvelerinin yanında alkol esintileri belirgin. İlk yudumda tananlerle tanışıyoruz. Tam gövdesisyle orman meyvelerinin vahşi tatlarıyla dili tamamen saran bir yapıya sahip. Tanenler hala agresif ve biraz hantal. Asit hala belirgin ve hala tanenlerle savaş halinde. Kesinlikle içimi kolay bir şarap değil. Meyve esintilerinin önüne geçen asit ve tanen etkisi gerçekten zorluyor beni. Bitim de yoğun tatlar sebebiyle orta/uzun süreli.
Kavaklıdere Prestige serisinin 2008 öküzgözü rekoltesinin dengesi henüz Boğazkere 2007 de ulaşılamamış. Bu tamamıyla üzümün karakterinden kaynaklanan bir durum olabilir hatta rekolteden de kaynaklanıyor olabilir. Ancak bu agresif karakter nasıl bir dengeye ulaşacak çok merak ediyorum. Piyasada bulunabilen daha eski ilk rekolte 2004. Bu durumda bu rekolteyi denemek bir gereklilik haline geldi. Bu şekilde bu serinin yıllanma potansiyeli konusunda daha iyi fikrimiz olacak. Ancak rekolteden kaynaklanan bilinmeyenlerle bu işi nasıl çözeceğiz onu da kestirmek güç.
Puan: 6.5
26 Ocak 2013 Cumartesi
2012-2013 Boğazkere Tadımları
Bu çalışmada 2013 itibariyle raflarda bulabileceğimiz Boğazkere şaraplarının karşılaştırmasını yapmaya çalışacağız.
Diyarbakır kökenli Boğazkere üzümünden yapılan şaraplar üzümün karakteri gereği güçlü gövdeli, tanenli, baharatlı ve kompleks aromalara sahip. Öküzgözü şaraplarına nazaran belirgin tanenleri gereği daha çok yıllanmaya müsait ve bu sebeple daha değerli.
Güçlü yapısı sebebiyle monosepaj Boğazkere'leri yanında ona eşlik edecek uyumlu bir yemek olmadan içebilmek ve keyif alabilmek biraz zor. Özellikle tanenli şarapları ağızda nötürleyen yoğun protein içerikli yemekler olması gerekiyor. Izgara etler, az pişmiş kırmızı et ve çok güçlü peynirlerle birlikte tüketilmesi tavsiye ediliyor. Tabii ki böyle bir şart yok.
Boğazkere tadımlarımız öküzgözü tadımları kadar kolay olmayacak. Çünkü piyasada bulunan ve elimizde olan şarapların çoğunun olgun olmadığını düşünüyorum. Sıklıkla karşılaşmayı beklediğimiz agresif tanenler yoğun orman meyvelerinin yanında eşlik eden baharatımsı tatlar henüz olgunlaşmamış olan bu şarapların tadımlarını biraz zorlaştıracak. Hem şaraplar kendi potansiyellerini yeterince yansıtamayacak hem de biz bu potansiyeli kestirebilmek konusunda sıkıntılar yaşayacağız. Yine de elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalışacağız.
An itibariyle olgunlaşmış bir Boğazkere şarabının en az 2005-2006 rekoltesi olması gerekiyor. Ancak ne yazık ki Kavaklıdere dışında 2007 rekoltesinden daha yaşlı bir şarap bulmak çok zor.
Şu anda elimizde bulunan Boğazkere şarapları şu şekilde:
1) Kavaklıdere Prestige Boğazkere 2007
2) Kavaklıdere Prestige Boğazkere 2009
3) Kavaklıdere Pendore Boğazkere 2009
4) Kayra Vintage Boğazkere 2008
5) Kayra VintageBoğazkere 2009
6) Kayra Terra Boğazkere 2008
7) Kayra Buzbağ Boğazkere 2011
8) Doluca DLC Boğazkere 2010
9) Vinkara Doruk Boğazkere 2010
10) Urla Boğzkere 2010
11) Kavaklıdere Prestige Boğazkere 2004
12) Doluca Tuğra Boğazkere 2010
Ekleme: (20 Ağustos 2013)
Bu şarapların genel değerlendirmesini burada bulabilirsiniz.
Diyarbakır kökenli Boğazkere üzümünden yapılan şaraplar üzümün karakteri gereği güçlü gövdeli, tanenli, baharatlı ve kompleks aromalara sahip. Öküzgözü şaraplarına nazaran belirgin tanenleri gereği daha çok yıllanmaya müsait ve bu sebeple daha değerli.
Güçlü yapısı sebebiyle monosepaj Boğazkere'leri yanında ona eşlik edecek uyumlu bir yemek olmadan içebilmek ve keyif alabilmek biraz zor. Özellikle tanenli şarapları ağızda nötürleyen yoğun protein içerikli yemekler olması gerekiyor. Izgara etler, az pişmiş kırmızı et ve çok güçlü peynirlerle birlikte tüketilmesi tavsiye ediliyor. Tabii ki böyle bir şart yok.
Boğazkere tadımlarımız öküzgözü tadımları kadar kolay olmayacak. Çünkü piyasada bulunan ve elimizde olan şarapların çoğunun olgun olmadığını düşünüyorum. Sıklıkla karşılaşmayı beklediğimiz agresif tanenler yoğun orman meyvelerinin yanında eşlik eden baharatımsı tatlar henüz olgunlaşmamış olan bu şarapların tadımlarını biraz zorlaştıracak. Hem şaraplar kendi potansiyellerini yeterince yansıtamayacak hem de biz bu potansiyeli kestirebilmek konusunda sıkıntılar yaşayacağız. Yine de elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalışacağız.
An itibariyle olgunlaşmış bir Boğazkere şarabının en az 2005-2006 rekoltesi olması gerekiyor. Ancak ne yazık ki Kavaklıdere dışında 2007 rekoltesinden daha yaşlı bir şarap bulmak çok zor.
Şu anda elimizde bulunan Boğazkere şarapları şu şekilde:
1) Kavaklıdere Prestige Boğazkere 2007
2) Kavaklıdere Prestige Boğazkere 2009
3) Kavaklıdere Pendore Boğazkere 2009
4) Kayra Vintage Boğazkere 2008
5) Kayra VintageBoğazkere 2009
6) Kayra Terra Boğazkere 2008
7) Kayra Buzbağ Boğazkere 2011
8) Doluca DLC Boğazkere 2010
9) Vinkara Doruk Boğazkere 2010
10) Urla Boğzkere 2010
11) Kavaklıdere Prestige Boğazkere 2004
12) Doluca Tuğra Boğazkere 2010
Ekleme: (20 Ağustos 2013)
Bu şarapların genel değerlendirmesini burada bulabilirsiniz.
18 Ocak 2013 Cuma
Öküzgözü Tadım Sonuçları 2013
Öküzgözü şarapları, üzümün karakteri gereği zayıf tanenli ve yüksek asitli oluşu sebebiyle yıllanmaya uygun olan bir şarap değil. Genel olarak daha yaşlı şaraplarda bu etkiyi fazlasıyla hissettik. 2010-11 yılı rekoltesi şaraplarda asit daha belirgin daha yaşlı şaraplarda asit özelliği yavaş yavaş azalmış meyvemsilik daha ön plana çıkmış ancak tananler de buna bağlı olarak iyice yuvarlanmıştı. Hatta 2008 Kocabağ'da görüldüğü gibi şarap artık yorulmaya başlamış sanki 2 sene daha beklese keyifsiz hale gelecek gibiydi.
Genel olarak vişne ahududu mürdüm eriği karadut gibi meyve tatlarının yanında çok az baharat, ve bazı marka/serilerde de meşe kokularıyla karşılaştık.
Meşenin yoğun tatları, tanenli şaraplar için bence daha uygun. Öküzgözüne de yakışımıyor değil fakat meşe fıçı olayını fazla abartmamak gerekiyor.
Şarapları birbirleriyle karşışlaştırmak gerçekten zor. Bir üzüm ya da karışımdan yapılmış piyasadaki bütün aynı rekolte şarapları bulmak herşeyden önce çok güç. Bunları bulabilsek bile objektif olarak değerlendirebilmek daha da güç. Kör tadım gerçekten en iyi yöntem. Ancak bunu yapabilecek ve sizin seçtiğiniz şarapları sorgusuz sualsiz içecek bir arkadaş gurubuna ihtiyacınız var. Hem insanlara yük olmak istemiyorsunuz, hem de bütçenizi zorlamak istemiyorsunuz.
Çoğu zaman hafta sonu evde uygun bir sofra hazırlayıp daha önceden planladığınız 1 şişe şarabı içip değerlendirmekten daha sorunsuz bir yöntem yok. Çoğu zaman başvurduğumuz yöntem bu.
Değerlendirmeyi yaparken farklı parametreleri göz önünde bulundurmak olmazsa olmaz bir olgu. Fiyat performans biz nihai tüketiciler için çok önemli ancak bunun objektif bir kriter olarak nicellenmesi çok zor.
Yine de kafamızda kişisel bir sıralama oluşturmak ve bu sıralamayı paylaşmak bence hiç ayıp değil.
2 aylık bir süreç içerisinde değerlendirdiğimiz 11 öküzgözü şarabı 2007 ile 2011 yılları arasında üretilmiş şaraplardı. Bu denediğimiz şaraplar arasındaki madalya tablomuz şu şekilde olurdu:
Altın Madalya: Kavaklıdere Prestige Öküzgözü 2008 (8 puan)
Gümüş Madalya: Doluca Tuğra Öküzgözü 2009 (7.5 puan)
Bronz Madalya: Kayra Vintage 2010 (7 puan)
Doluca Tuğra ve Kayra Vintage ne kadar başarılı şaraplar olsalar da Kavaklıdere'nin Prestige serisi gerçekten hissedilir derece bu iki şaraba karşı bir üstünlük oluşturuyordu. Hem yoğunluk hem de denge düşünüldüğü zaman gerçekten Prestige sanki bu diğer iki şaraptan 2 gömlek daha üstün gibiydi. Keşke elimizde hem Kayra Vintage hem de Doluca Tuğra'nın 2008 rekoltesi olsa da daha verimli ve objektif bir karşılaştırma yapabilsek anacak şu aşamada bu imkansız: çünkü iki şarabın da 2008 rekoltesine henüz hiç bir yerde rastlayamadık.
Kayra Vintage'daki agresif meşe aromaları dikkatimizi çeken ilginç bir olguydu. Meşe tatları Doluca Tuğra'da daha dengeli ve sakinleşmiş durumdaydı. Kav Tuğra 2007'de tamamen yuvarlanmış olan tanenler Tuğra 2009 da az da olsa hala aktifti. Bu öküzgözü şarapları için yıllanma potansiyeli le ilgili bize ipuçları veren bir bilgi olarak kayıtlara geçti.
Kayra Buzbağ 17 Tl lik fiyatıyla kompleks olmayan ancak keyifli bir şarap olarak aklımızda kaldı ve mansiyon ödülünü haketti.
Doluca DLC tam bir hayal kırıklığı olarak kayıtlarımıza geçti...
Kavaklıdere Pendore bizi çok heyecanlandırıyor ancak bu heyecanı başka bir bahara erteliyoruz.
![]() |
Kavaklıdere Pendore 2008-2009-2010 |
Doluca Tuğra Öküzgözü 2009
Doluca'dan çok başarılı bir çalışma. 2009 Öküzgözü koyu yakut renginde bardak çeperinde hafif iz bırakıyor. Ön burunda yoğun kırmızı meyve kokularının yanında meşe etkileri belirgin.
Damakta orta gövdeli, tanenler çoğunlukla yuvarlanmış, kırmızı meyvelerden ahududu ve erik tatlarıa hafif baharatımsı tatlar eşlik ediyor. Alkol ve asit hala etkili. 2009 için bile asidin etkili olması ilginç bir gözlem. Şarabın hala yıllanma potansiyeli olduğunun habercisi. Şarabı daha fazla havalandırsak da meyve kokuları çok yoğunlaşmıyor. Hafıf meşe ile uyumlu bir halde birbirlerinin önüne geçmeden zarif bir kompleksite oluşturuyor.
Bitim nispeten kısa/orta uzunlukta ancak dengeli olması sebebiyle keyifli. Karakterli bir çalışma.
Kayra Vintage 2010 ile çok yakın zamanda tüketmemiz sebebiyle direk karşılaştırma yapma şansımız oldu. Vintage'a göre meşe etkileri daha zayıf ama zarif, meyve tatlarının önüne geçmiyor. Buke yoğunluk olarak orta seviyede aynı Vintage'da olduğu gibi. Alkol asit dengesi de başarılı. Vintage'in bir yıl genç rekolte olması ve dengesinin henüz agresif oluşu onu bir adım geriye itiyor ancak her ikisi de gayet keyifli şaraplar.
Puan: 7.5
12 Ocak 2013 Cumartesi
Kayra Vintage Öküzgözü 2010
Her ne kadar dışarıda yemek yediğimiz zaman şaraplara kendi fiyatlarının bir kaç misli para ödemekten hiç haz etmezsek de bazen çok sevdiğiniz insanlarla birlikte olduğunuz zaman şeytana uyup şarap siparişi verebiliyorsunuz. Öküzgözü tadımlarımızın önemli parçalarından biri olan Kayra Vintage 2010 işte böyle bir akşam yemeğinde masamıza misafir oldu.
Kayra Vintage 2010 Öküzgözü, Obika, İstanbul |
Havalandırma fırsatı bulamadığımız şarabımızda meyvemsi kokular ve meşe ön burunda çok etkili. Hafif alkol esintileri arkadan geliyor.
Damakta orta üstü gövdeli zarif tanenlerle birlikte kırmızı orman meyveleri ve mürdüm eriği tatları çok uyumlu. Alkol asit dengesi güzel ancak sanki biraz fazla etkili. 2010 rekoltesi olması sebebiyle normal karşılayabiliriz; şarap henüz çok genç.
Damak buram buram meşe tonlarıyla kompleks ve yoğun bir aromatik denge oluşturmuş. Zaman zaman şarabı kadehte döndürdüğümüzde meşe kokuları meyve kokularını biraz bastırabiliyor. Bunu da şarabın gençliğine bağlayabiliriz. Damakta kolayca akıp gidiyor ve orta uzunlukta bir bitim oluşturuyor .
Meşe tadını ilk defa bu kadar agresif bir şekilde hissettik bir öküzgözü şarabında. Bazen çok öne çıksa da ilginç ve hoş bir tecrübe oldu. Belki 1-2 yıl beklerse şarap daha dengeli bir hale gelebilir. Kendine özgü karakteristiği ile başarılı bir öküzgözü.
Şaraptaki potansiyel bizi etkilemiş olsa gerek ki kavımıza bir şişe eklemeyi ihmal etmedik.
7 Ocak 2013 Pazartesi
Kavaklıdere Prestige Öküzgözü 2008
Şarap karakterini daha ön burunda güçlü bir şekilde hissettiriyor. Koyu vişne/bordo kıvamında rengiyle bardak çeperinde iz bırakmıyor. Çok zarif kırmızı meyve kokuları ve rahatsız edici olmayan alkol esintileriyle ön burun öküzgözü karakteristiğini eksiksiz yansıtıyor.
Damak şimdiye kadar tadına baktığım öküzgözü şaraplarının hepsinden daha kompleks. Mürdüm eriği, karadut, çilek, vişne, ahududu esintilerine eşlik eden çok zarif meşe kokuları, alkol ve asidite, hafif tanenlerle birlikte mükemmel bir uyum içerisine girmiş. Asit ve alkolün bu meyvemsi tatlara bu kadar zarif eşlik ettiğine ilk defa şahit oluyoruz. Damakta kolayca akıp giderken yoğun aromalar keyifli bir şekilde orta uzunlukta bir bitimle son buluyor.
Sanırım şarapta dengenin tanımı bu olsa gerek, her şey ne eksik ne fazlaydı. Nispeten asitli karaktere sahip bir üzümden sanırım ancak bu kadar zarif ama karakterli, içimi kolay, bitimi keyifli bir şarap çıkabilirdi. Masadaki bütün arkadaşlarımızın ortak fikri bu oldu.
Prestige 2008, tereddütsüz şimdiye kadar içtiğimiz en iyi öküzgözü şarabıydı. Bundan daha iyisi olabilir mi sorusunu bize sordurdu, ve diğer öküzgözü şaraplarında neyin eksik olduğunu bize öğretmiş oldu. Bu şarabın 2008 rekoltesi olduğunu unutmamak lazım. Belki de en iyi zamanında içmiş olabiliriz. Verdiğimiz parayı sonuna kadar hakettiğini söyleyebilirim.
******
Ekleme:
Bu şarabın Kav Butik'teki fiyatının 106 TL olduğunu farkettim. Oysa ben bu şarabı Kasım ayında bir süpermarkette 76 TL ye almıştım. Çok şaşırmamak lazım...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)