Uzun süredir yazmak istediğim Boğazkere tadım sonuçlarına en sonunda başlayabiliyorum.
Boğazkere üzümlerinde beklentimiz tanenli hacimli asitli ve baharatlı şaraplar. Tanen sebebiyle yıllanmaya müsait. Yıllandıkça asit alkol tanen dengesi yuvarlanmış ve bukesi genişlemiş şaraplar beklemek söz konusu. Baharat olgusu şarabı farklılaştıran bir özellik. Baharat eğer bukenin içerisine uyumlu şekilde dağılmışsa ve buna biraz da kaliteli meşe aroması geldiyse gerçekten şaraptan keyif almak kaçınılmaz.
Öküzgözü denemelerimizdeki sorunların benzerlerini hatta daha dramatik halini Boğazkere tadımlarımızda yaşıyoruz. Malesef rekolte bulmak güç. Bu seferki sorunumuz daha büyük. Yeni üretilmiş ve raflara girmiş şarapların çoğu içime tam olarak hazır değil. Şarapları genç haliyle tatmak durumundayız. Bizim gibi öğrenme aşamasında olan insanlar için de olgunluğa ulaşmamış bir şarabın potansiyelini tam olarak kestirebilmek güç.
Denediğimiz şarapların çoğu henüz olgun olmamalarından dolayı çok agrefis, sert tanenli, ve yakıcı derecede asitli şaraplar. Bu özellikleri taşıyıp da denge oluşturmuş şaraplar mevcut. Bu dengeyi çoktan kaybetmiş ve keyifsiz hale getirmiş şaraplar da öyle... Olgunlaşmış kalitesini göstermiş bir kaç şarap da yok değil.
Ancak şaraplar arasındaki kalite farkını hissettirdikleriyle ölçebilmek elimizde.
Altın Madalya: Kavaklıdere Prestige Boğazkere 2004
Gümüş Madalya: Kavaklıdere Prestige Boğazkere 2009
Bronz Madalya: Doluca Tuğra Boğazkere 2010
Boğazkere şaraplarında birinci açık ara Kavaklıdere Prestige 2004. Çok kaliteli bir şarap. Gövdeli şarap seven herkesin içmesi gereken bir şarap. 10 yaşının içerisinde ve hala heykel gibi ayakta. Çok yumuşak ama bir o kadar da sağlam. Çok geç olmadan bu şarabı alın. Kavaklıdere'nin Boğazkere üzümü için 2004 rekoltesine zaman olarak en yakın rekoltesi 2007. Malesef 2007 bunun yanında çok agresif ve fazla dengesiz.
Prestige 2009 ise 2004 olma yolunda giden sağlam bir rekolte. Umutla bekleyeceğiz. Şu an için biraz fazla agresif ama keyifle içilebilir.
Tuğra ise yine ayakta ve ağır bir şarap. Bu şarabın da uzun yolu var önünde. Bu hissi verebilmesi güzel. Bu 3 şarap dışında sanırım bir de Pendore 2009 bahsetmeye değer kalitede. Ancak ilk 3e alamayacağız.
Diğer şaraplar ya çok fazla agresif ya çok fazla dengesiz.
Diyarbakır Boğazkere için açık ara lider.
28 Eylül 2013 Cumartesi
Pamukkale Anfora Cabernet Sauvignon 2008
2013 yılı Eylül ayı itibariyle inişe çoktan geçmiş bir şarap.
Tamamen çökmek üzere. Henüz sirke haline gelmemiş ancak son demlerini yaşıyor. Biz de çok geç kalmışız. Oysa güçlü gövdeli (yoğun olarak çökmüş) ve meyvemsi özellikleriyle belki geçen sene içmiş olsaydık daha çok keyif alabilirdik.
Şu an rengi neredeyse pekmeze dönmüş durumda. 2011 şişeleme tarihi düşünüldüğünde ya meşede gereğinden fazla bekletilmiş ya da üzüm rekoltesi çok da dayanıklı değilmiş.
5 yaşında bir Cabernet Sauvignon'dan bunu beklemiyorduk.
Bu şarabın 2008 rekoltesi için artık çok geç: almayın ve içmeyin.
Puan: 5
20 Ağustos 2013 Salı
Urla Boğazkere 2010
Çok da kolay bulamayacağınız şaraplardan bir tanesi. İzmir Ufuk Mevki'deki Boğazkere üzümlerinden üretilmiş. Türlü araştırmalar bu bölgenin Cabernet Sauvignon'un ilk yetişmeye başladığı yerler olduğunu gösteriyor. Boğazkere'nin tanenli ve baharatlı yapısı acaba burada kendisini gösterebilmiş mi diye merak ediyoruz.
Yine kırmızı etli sade bir yemekle çok da beklentimiz olmadan şarabımızı 30 dakika dinlendirdikten sonra servis ediyoruz.
Renk yakut ve parlak. Bardakta iz bırakıyor. Damakta hacim beklentisi yaratıyor. Ön burunda herhangi bir rahatsız edici koku yok. Hafif alkolle birlikte kırmızı meyve kokuları kendini hissettiriyor. Damakta çok yoğun ve kompleks olmayan tadlar mevcut. Erik ve karadut belirginleşiyor. Meşe aroması pek alamıyoruz. Şişede meşe ile ilgili bir bilgi yok. Tanenler etkili ve yuvarlanmaya müsait. Baharat tatları da beklediğimiz kadar yoğun değil. Asit alkol etkisi çok fazla baskın değil. Bitim kısa süreli ancak herhangi rahatsız edici bir etki yok.
Sorunsuz ve dengeli bir şarap. Yıllanmaya engel olacak bir durumu yok. Tanenlerin hala ayakta olması buna işaret. Belki bir kaç sene içerisinde buke biraz daha renkli hale gelebilir ki bu şarabı daha heyecanlı bir hale getirebilir.
Puan: 7
Yine kırmızı etli sade bir yemekle çok da beklentimiz olmadan şarabımızı 30 dakika dinlendirdikten sonra servis ediyoruz.
Renk yakut ve parlak. Bardakta iz bırakıyor. Damakta hacim beklentisi yaratıyor. Ön burunda herhangi bir rahatsız edici koku yok. Hafif alkolle birlikte kırmızı meyve kokuları kendini hissettiriyor. Damakta çok yoğun ve kompleks olmayan tadlar mevcut. Erik ve karadut belirginleşiyor. Meşe aroması pek alamıyoruz. Şişede meşe ile ilgili bir bilgi yok. Tanenler etkili ve yuvarlanmaya müsait. Baharat tatları da beklediğimiz kadar yoğun değil. Asit alkol etkisi çok fazla baskın değil. Bitim kısa süreli ancak herhangi rahatsız edici bir etki yok.
Sorunsuz ve dengeli bir şarap. Yıllanmaya engel olacak bir durumu yok. Tanenlerin hala ayakta olması buna işaret. Belki bir kaç sene içerisinde buke biraz daha renkli hale gelebilir ki bu şarabı daha heyecanlı bir hale getirebilir.
Puan: 7
19 Temmuz 2013 Cuma
Turasan Seneler Öküzgözü 2010
Turasan Seneler Öküzgözü Kapadokya'daki bağlardan hasat edilen üzümlerden üretilen bir şarap.
Şarapta kayda değer bir etki söz konusu değil. 2010 rekoltesi olması sebebiyle yakın zamanda denediğimiz Şayeste'den daha dengeli diyebiliriz. Ancak buke etkisiz durumda. Beklediğimiz meyve tadları ön planda değil. Meşe tatları meyve esintilerinin önüne çıkmış durumda. Tanenler yuvarlanmış ve etkisini kaybetmiş.
Bitim de kısa ve keyifsiz.
Sanırım öküzgözü konusunda belirli bir damak olgunluğuna ulaşmış durumdayız. Prestige 2008'den sonra içtiğimiz hiç bir şarabı neredeyse etkileyici bulmadık.
Genel olarak ilk başlarda karşı olduğumuz Elazığ-Öküzgözü ikilemi aslında biraz doğru çıkar gibi. Elazığ menşeli olmayan ve beğendiğimiz tek öküzgözü Pendore oldu. Diğerleri buna yaklaşamadı. Ucuz olmasına rağmen Buzbağ hala çoğu yanar dönerli markadan daha zarif bir şarap. Turasan Seneler Öküzgözü de malesef sıradan olmanın ötesinde değil.
Puan: 6
Gülor Şayeste Öküzgözü 2011
Şayeste Öküzgözü, Gülor Şarapçılık'ın Elazığ'da sahip olduğu bağlarından hasadını yapıp Tekirdağ'daki tesislerinde ürettiği bir şarap. Marketlerde bulmak mümkün değil.
Bir arkadaş toplantısına davet edilen Gülor Şarapçılık tadım uzmanları tarafından tanıtımı yapılan Gülor Şaraplarından bir tanesi.
Meşe görmemiş şarap, kırmızı meyve kokuları ve tadlarıyla sorunsuz ve güzel. Asiditesi hala ön planda çünkü henüz çok genç. Tanenler keskin ve hala belirgin. Şu an agresif durumda. Buke de buna bağlı olarak çok fazla ön plana çıktığı söylenemez ancak Öküzgözü'nün karakterini eksiksiz ortaya koyabiliyor.
Bitim kısa ve sorunsuz. Aktif tanenler biraz damakta etki bırakıp akıcılığı engellediği için olgunlaşmamış bir şarap izlenimi veriyor. Meşe görmemesine rağmen ilgi çekici bir şarap. İzlemeye alıyoruz.
Puan: 7
8 Haziran 2013 Cumartesi
Kayra Vintage Boğazkere 2009
2009 Boğazkere yine bir arkadaş toplantısında, peynir tabağı, füme etler ve üzümle birlikte bize eşlik etti.2009 rekoltesi diğer iddaalı şaraplardan elimizde kalan son örnek olması sebebiyle zaten yeterince merak uyandırmıştı.
Henüz hala genç bir şarap olması ve daha önce 2008 rekoltesini de denemiş olmamız ve diğer markalarla ilgili tecrübemiz bu şarap üzerinde belirli bir baskı oluşmasına sebep olmuştu. Ne kadar çok şarap denersek sanırım yeni denediğimiz şarabı eski tercrübelerimizle karşılaştırmadan bir değerlendirme yapmak imkansız oluyor. Belki işin doğasında bu öğrenme ve yeniden tetkik etme mekanizması otomatik olarak kurulmuş.
Ön burunda kendini hissettiren toprak kokuları ve meşe esintileri Kayra'nın daha önce içtiğimiz bütün şaraplarında olduğu kadar etkili. Renk koyu bordo. Bu bordo ve yakutla ilgili renk kaymalarını çok araştırdım ancak çok mantığıma uyan bir yorum henüz bulamadım. Bulunca paylaşacağım. Rengin tonu kesinlikle üzüm türne bağlı değil. Aynı tür üzümden farklı şaraplar yakın zamanda çok tecrübe ettik.
Bardakta iz bırakıyor. Orta gövdeli bir yapısı var. Tanenler belirgin ve hala yuvarlanma potansiyeline sahip. Bunu destekleyen bir alkol asit dengesinden bahsetmek mümkün. Buke kırmızı meyvelerin bazen önüne geçen meşe tonlarıyla henüz yeteri kadar meyvemsi değil. Ancak boğazkere kaynaklı klasik baharatımsı tonlar ve orman meyveleri mevcut. Bitimi orta uzunlukta ve yoğun olmayan meyve tadları sebebiyle henüz çok keyifli değil.
2008 rekoltesine göre biraz daha dengeli demek doğru olur. Buzbağ kadar yumuşak değil. Genel yapısı agresifliği ve potansiyeli itibarıyla Prestige 2009 ile benzer özelliklere sahip. Ancak ondan 1 gram daha agresif ve 1 gram daha dengesiz. Bu etki ilerde nasıl bir potansiyele dönüşür henüz benim kestirebileceğim bir konu değil.
Kayra'nın şaraplarındaki meşe aromasının bu kadar etkili olması aslında beni yavaş yavaş rahatsız etmeye başladı. Özellikle meyve tadlarının önüne geçen meşe bazen irite edecekmiş gibi geliyor. Sanki her rekoltedi 0 (yani hiç kullanılmamış) meşe kullanılıyormuş gibi bir durum var. Bu şarapla ilgili beni şu anda rahatsız eden tek konu bu. Potansiyeli sebebiyle hala marketlerde bulabiliyorken 2 adet kavıma eklemeye karar veriyorum.
Puan: 7
6 Mayıs 2013 Pazartesi
Doluca Tuğra Boğazkere 2010
Öküzgözü şarabını çok başarılı bulduğumuz Doluca Tuğra'nın Boğazkere'siyle karşınızdayız. Henüz çok genç, 2010 rekoltesi bir şarap. Denizli yöresinde yetişmiş üzümlerden yapılmış. Yaşı itibariyle agresif olmasını beklediğimiz için 1 saat kadar havalandırıyoruz.
Orta zayıflıkta meyve kokularının yanında meşe esintileri bizi karşılıyor. Renk koyu bordo. Daha önce içtiğimiz yakut rengi Boğazkere'lerden bu noktada ayrılıyor. İlk ilgimizi çeken nokta bu.
İlk yudumda beklediğimiz etkilerin hemen hemen hepsini hissediyoruz damağımızda. Henüz yuvarlanmamış keskin tanenlerle birlikte şarapta güçlü bir asidite ve alkol dengesi oluşmuş. Bu agresiflik meyve tadlarının biraz üzerine çıkmış. Ama yine de kızılcık, ve ahududu karışımı kokuların yanında biberli baharat tadlarını almak mümkün. Gövde güçlü. Dili saran bir yapısı var. Bitim uzun ama çok keyif verici değil. Çünkü meyve tadları henüz tam olarak kompleksleşmiş ya da yoğunlaşmış değil. Bu şarabı içmek için uzun yıllar beklemek gerekebilir.
2007 Prestige'den daha derli toplu, 2009 Prestige kadar ise dengeli değil. 2009 Pendore'den daha kompleks ancak 2008 Kayra Vintage kadar da aromatik değil. Gelecek bir kaç yıl içerisinde de bu şarabın çok fazla keyif vereceği konusunda emin değilim ama izlemeye değer bir potansiyel mevcut.
Puan: 7
Orta zayıflıkta meyve kokularının yanında meşe esintileri bizi karşılıyor. Renk koyu bordo. Daha önce içtiğimiz yakut rengi Boğazkere'lerden bu noktada ayrılıyor. İlk ilgimizi çeken nokta bu.
İlk yudumda beklediğimiz etkilerin hemen hemen hepsini hissediyoruz damağımızda. Henüz yuvarlanmamış keskin tanenlerle birlikte şarapta güçlü bir asidite ve alkol dengesi oluşmuş. Bu agresiflik meyve tadlarının biraz üzerine çıkmış. Ama yine de kızılcık, ve ahududu karışımı kokuların yanında biberli baharat tadlarını almak mümkün. Gövde güçlü. Dili saran bir yapısı var. Bitim uzun ama çok keyif verici değil. Çünkü meyve tadları henüz tam olarak kompleksleşmiş ya da yoğunlaşmış değil. Bu şarabı içmek için uzun yıllar beklemek gerekebilir.
2007 Prestige'den daha derli toplu, 2009 Prestige kadar ise dengeli değil. 2009 Pendore'den daha kompleks ancak 2008 Kayra Vintage kadar da aromatik değil. Gelecek bir kaç yıl içerisinde de bu şarabın çok fazla keyif vereceği konusunda emin değilim ama izlemeye değer bir potansiyel mevcut.
Puan: 7
Kavaklidere Prestige Boğazkere 2004
2004 Boğazkere Prestige serisinin etiketler üzerine Prestige kelimesi yazılmadan önceki serisinden bir örnek.
2013 yılı itibariyle 10'uncu yaşı içerisinde olan bir şarap. Yani ne marifeti varsa bize göstermesinin tam zamanı gelmiş bile. Bu şarabın bir bahanesi olamaz. Sadece bize sunacağı çok şeyi olabilir. Bu sebeple bu şaraba sahipseniz açmanız için de iyi bir nedene ihtiyacınız var.
2004 Boğazkere'den beklentimiz, bize yıllanmış bir Boğazkere'nin gelebileceği iyi nokta hakkında fikir vermesi. Bu sayede saklamaya karar verdiğimiz şarapların gelecekte nasıl bir potansiyele ulaşacağını öğrenmeyi planlıyoruz. Bu şarabı açıp içmemizin, keyif almanın yanında öğrenmeyle ilgili etkisi şu an için daha fazla.
Yeteri kadar soğutup havalandırdıktan sonra, yemek sonrası peynir eşliğinde şarabımızı denedik.
2004 Boğazkere'den beklentimiz, bize yıllanmış bir Boğazkere'nin gelebileceği iyi nokta hakkında fikir vermesi. Bu sayede saklamaya karar verdiğimiz şarapların gelecekte nasıl bir potansiyele ulaşacağını öğrenmeyi planlıyoruz. Bu şarabı açıp içmemizin, keyif almanın yanında öğrenmeyle ilgili etkisi şu an için daha fazla.
Yeteri kadar soğutup havalandırdıktan sonra, yemek sonrası peynir eşliğinde şarabımızı denedik.
Daha ön burunda bizi ilginç bir şeylerin karşılayacağı belliydi. Çok zarif kokularla bizi etkilde. Yakut rengiyle bardak çeperinde hala iz bırakabilecek kadar güçlü gövdeli olduğunu farkettik. Genelde bilmediğimiz bir şarabı tadarken ilk yudumda kısa bir sessizlik olurken, bu şarapta ilk yudumun verdiği sessizlik birazcık uzun sürdü. Bu noktadan sonra dış dünyadan kısa bir süreliğine koptum ve kendi dünyamda gerçek bir Boğazkere ile tanışmanın verdiği mutluluğun kucağına bıraktım kendimi. Bir şarap bu kadar mı güzel olur. Bu kadar mı yumuşak dokunuşlu olur.
Hala ayakta kalmış tanenler yuvarlanmış, kadife dokunuşuyla dilimi ve damağımı sarıyorken, o bahsedilen orman meyvelerinin etkisini bu kadar rahat hissedebileceğim bir an olabileceğini kafamda hiç hayal edememiştim. Meşe etkisiyle birlikte toprak kokuları, kuru erik, incir, elma ve ahududu esintilerine eşlik eden ve ilginç bir şekilde aromatik olan baharat tadları yoğun ve kompleks bir buke oluşturmuş. Şaraptan aldığımız keyifi katlayan bir yumuşaklıkta bir alkol asit dengesiyle içimi kolaylaştırırken kompleks tadları zarif bir şekilde dengeliyor. Bitimi kompleks ve yoğun tadlar sayesinde gayet keyifli ve uzun. Sanırım olması gereken bir Boğazkereyi de yakalamış olduk böylece. Keyiflendik ve aynı zamanda fazlasıyla aydınlandık.
Bu şarap daha fazla yıllanır mı bilmiyorum. Ama kısa ve orta vadede tüketmek üzere 3 adet almaya karar verdim. Ağır misafir ağırlamayı seven şarap severlere de şiddetle tavsiye ediyorum. Ödediğiniz paranın karşılığını son kuruşuna kadar alacağınıza kuşkunuz olmasın.
Puan: 8.5
Hala ayakta kalmış tanenler yuvarlanmış, kadife dokunuşuyla dilimi ve damağımı sarıyorken, o bahsedilen orman meyvelerinin etkisini bu kadar rahat hissedebileceğim bir an olabileceğini kafamda hiç hayal edememiştim. Meşe etkisiyle birlikte toprak kokuları, kuru erik, incir, elma ve ahududu esintilerine eşlik eden ve ilginç bir şekilde aromatik olan baharat tadları yoğun ve kompleks bir buke oluşturmuş. Şaraptan aldığımız keyifi katlayan bir yumuşaklıkta bir alkol asit dengesiyle içimi kolaylaştırırken kompleks tadları zarif bir şekilde dengeliyor. Bitimi kompleks ve yoğun tadlar sayesinde gayet keyifli ve uzun. Sanırım olması gereken bir Boğazkereyi de yakalamış olduk böylece. Keyiflendik ve aynı zamanda fazlasıyla aydınlandık.
Bu şarap daha fazla yıllanır mı bilmiyorum. Ama kısa ve orta vadede tüketmek üzere 3 adet almaya karar verdim. Ağır misafir ağırlamayı seven şarap severlere de şiddetle tavsiye ediyorum. Ödediğiniz paranın karşılığını son kuruşuna kadar alacağınıza kuşkunuz olmasın.
Puan: 8.5
23 Nisan 2013 Salı
Kavaklıdere Prestige Boğazkere 2009
Kavaklıdere'nin en prestijli ve en pahalı serisi olan Prestige'den 2009 rekoltesi bir Boğazkere. Prestige serisi için Kavaklıdere'nin 'first growth' yani en kaliteli üzümlerden yapılmış premier şarabı diyebiliriz belki. Fransız şatolarında aynı bölgedeki hasatlardan en kaliteli ve en pürüzsüz üzümlerden üretilen şaraplara verilen isimdir first growth. Prestige için Diyarbakır yöresinde üretilen boğazkere üzümleri içindeki first growth yakıştırması ne kadar doğru tartışılabilir. Ama ben kendi çapımda durumu bu şekilde kurguladım.
Ön burunda aromatik vahşi orman meyveleri belirgin. Renk koyu parlak yakut. Şarap dolgun gövdeli olsa gerek ki bardak çeperinde belirgin bir iz bırakıyor. Şarabı bardağımızda havalandırdığımızda meyve kokuları daha da belirgin hale geliyor. Topraksı meşe kokuları da hafif belirginleşmeye başlıyor. Şimdilik herşey çok normal.
İlk yudumda burunda çok etkili şekilde karşılaşmadığımız alkol ve ona dengeli şekilde eşlik eden asit belirginleşiyor. Beklediğimiz gövde mevcut. Tanenler belirgin, keskin ve damağımızı kaplıyor. Böğürtlen kızılcık benzeri meyveler ve pekmezimsi tatlarla birlikte belirgin ama bir gram az kalmış meşe esintileri orta yoğunlukta bir buke oluşturuyor. Buke içerisinde boğazkerenin damgası olarak beklediğimiz yoğunlukta baharatımsı tatları algılayabiliyoruz. Sonuç olarak boğazkerenin genel özelliklerini taşımanın yanında güçlü asit, alkol ve tanen dengesi bu şarapta bir potansiyelden söz etmemizi mümkün kılıyor.
Bitim çok yoğun olmayan buke sebebiyle kısa ancak keyifli.
2013 yılı Nisan ayı itibari ile bile yoğun peynirlerle donatılmış ya da mangalda az pişmiş antrikot bonfile tarzı etlerle keyfile tüketebileceğimiz bir şarap.
Yıllandıkça yuvarlanmış tanenler ve serbest kalmış yoğun meyve ve baharat tatları ile, dengeye kavuşmuş asit alkol oranıyla bu şarap çok daha keyifli bir hale gelebilir. Bu düşünceyle 2015-2020 arası tüketmek üzere bu şaraptan kavımıza eklemeye karar veriyoruz.
Puan: 7.5
25 Mart 2013 Pazartesi
Kavaklıdere Pendore Öküzgözü 2010
Pendore Öküzgözü tadımları listemizde en çok merak ettiğimiz şaraplardan bir tanesi. Henüz genç bir şarap. Şu an bazı şarküteri ya da marketlerde ve daha da iyisi KAV Butik'ten bu şarabı bulabilirsiniz. Evimize gelen çok sevdiğimiz arkadaşlarımıza sipariş etmek gibi bir yüzsüzlük yaptığımızı itiraf ederek bu şarapla ilgili notlarımıza başlıyoruz.
Ön burun buram buram kırmızı meyvelerle birlikte alkol esintileriyle bizi karşılıyor. Bence çok iyi entegre edilmiş meşe kokusunu da es geçmemek gerekir. Hemen ekleyelim meşenin fazlasından öküzgözü şaraplarında pek haz etmiyorum.
Koyu bordo rengiyle bardakta hafif iz bırakıyor. Genç bir öküzgözü olması sebebiyle tanenler hala etkili fikrine kapılıyoruz. İlk yudum gerçekten de öyle ki tanenlerle birlikte az/orta arası gövdesiyle bizi biraz şaşırtıyor. Meyve tatları ise beklediğimiz kadar yoğun değil. Çilek ahududu ve kara dut benzeri meyvelerin yanında güzel entegre edilmiş toprak kokulu meşe güzel bir uyum oluşturmuş. Asit ve alkol dengeli ve belirgin ve zaman zaman meyve tatlarının önüne geçiyor. Bazıları için bu durum rahatsız edici olabilir.
Bardakta havalandırdıktan sonra meyve kokularının serbest kaldığını hissediyoruz. Tanenlerinin de hala etkili ve yuvarlanmaya müsait olduğunu düşünürsek şarabı erken açtığımız hissine kapılmamak içten bile değil. Bence en az 2-3 sene kavımızda bekletebiliriz. Şarabın bitimi eksik kalmış meyve tatları ve hafif öne çıkan asit ile çok rahatsız etmese de en azından şu an için potansiyeline ulaşabilmiş değil. Şu an için herhangi bir sorunu bulunmayan ancak çok da dengeli olduğunu söyleyemeyeceğimiz bu şarap gerçekten Prestige 2008 ile birlikte saklamaya karar verdiğimiz ikinci öküzgözü şarabı. Henüz açmaya kıyamadığımız ve muhtemelen hiç bir zaman açmayacağımız 2008 ve 2009 Pendore Öküzgözü'leri de unutmamak gerekir.
Bu şarabı alın ve saklayın sevgili şarap severler... 3 tane alın. Birini bu sene içerisinde, ikincisini 2014'te üçüncüsünü de 2014'ten sonra artık ne zaman isterseniz afiyetle için. Pişman olmazsınız.
Puan: 7.5
Puan: 7.5
Vinkara Doruk Boğazkere 2010
Vinkara Doruk 2010 Boğazkere tadım listemizde Ankara'yı temsil eden tek şarap.
Ön burun orta yoğunlukta orman meyveleriyle birlikte çok hafif meşe esintileriyle kendini belli ediyor. Alkol de etkili ancak hafif ve arka planda kalıyor. Rahatsız edici hiç bir unsur yok.
Açık yakut renginde bardaka hafif iz bırakıyor. Havalandırırken yeni kokular keşfetmeye çalışıyoruz ancak daha çok alkol esintilerinin etkinleştiğini farkediyoruz. Çok anormal bir durum yok.
İlk yudum damakta gövdesini belli ediyor. Tanenler damağımızda belirginleşirken, karadut, böğürtlen benzeri koyu renkli meyvelerin tadı çok yoğun olmadan hissediliyor. Tanenler yeterince rekolte itibariyle hala yuvarlanmaya müsait. Bunun için yeterli asit ve alkol de mevcut. Şarapta içimi zorlaştıracak herhangi bir agresif taraf yok. Bizim orta uzunlukta ve rahat. Boğazkere'nin etkilerini sorunsuz ve çok da kompleks olmayan bir şekilde hissedebiliyoruz. DLC ve Buzbağ ile karşılaştırdığımız zaman daha komple ve keyfili bir dengeden söz etmek mümkün ancak hala aradığımız Boğazkere'yi henüz bulabilmiş değiliz.
Puan: 6
28 Şubat 2013 Perşembe
Doluca DLC Boğazkere 2010
Ne kadar DLC serisinden pek haz etmesek de şimdi yiğidi öldürüp hakkını vermek gerekiyor. Çok iyi bir şarap olduğu için mi? Hayır. Ucuz ve heryerde ulaşulabilir olmasından... Gördüğümüz kadarıyla pazarlama stratejisi bakımından bence takdiri hakeden bir durum bu. Bu şarabı ya da daha doğrusu bu seriyi beğeniyorsanız en dandik marketten en büyük hipermarkete her türlü tekel bayilerinde bile bulabilirsiniz. Malesef bu durum Türkiye'de çoğu şarap için geçerli değil. Fiyatı da hiç fena değil... Bazen 22 TL Bazen 35 TL bazen 27 TL.... Hep bu civarlarda dolaşıyor. Öğrenci arkadaşlarımızın Kayra Buzbağ ile birlikte bütçe bakımında tercih edebilecekleri bir seri. Öküzgözü olanını hiç tavsiye etmiyorum ancak Boğazkere için durum biraz farklı.
2010 DLC'yi çok ön yargılı bir şekilde satın aldım. Güzel bir et yemeğinin yanında denedik. Şarabı 1 saat kadar havalandırdıktan sonra ilk kadehimizi doldurduk. Yakut rengiyle bardak çeperinde hafif iz bırakıyor. Ön burun çok etkili değil. Zayıf bir şarap izlenimi var.
İlk yudum damakta orta gövdeli. Kuru koyu renkli meyvelerden böğürtlen ve hafif baharat kokularıyla boğazkere'nin karakterini dengeli bir şekilde yansıtıyor. Alkol ve asit de uyumlu. Kompleks olmayan tatları kısa bitimli ama hoş ve dengeli. Bukede derinden gelen meşe aromasını da not ediyorum. Çok etkili değil. Ancak şarabın zayıf karakteriyle iyi dengelenmiş. Bu şarabı bu sene içeriz seneye de zaten muhtemelen bulamayız. Yıllanma potansiyeli olduğunu düşünmüyorum. Alın ve için.
2011 serisini de şu anda reyonlarda bulabilirsiniz. Alıp denemeyi düşünüyorum.
Puan: 6.5
23 Şubat 2013 Cumartesi
Kayra Buzbağ Boğazkere 2011
Buzbağ efsanesinin diğer ürünü Boğazkere ile birlikteyiz.2011 Öküzgözü gibi dengeli ancak çok da kompleks olmayan daha güçlü gövdeli ve belki biraz keskin tanenli bir şarap bekliyoruz.
Yeterli olur düşüncesiyle yarım saat kadar havalandırıyoruz. Ön burun alkol esintileriyle birlikte orman meyvelerini anımsatan hafif kokularla karşılıyor bizi. Kadehte döndürdükçe bordo renkleri bardağın çeperinde iz bırakıyor. Tanenlerin habercisi. İlk yudum gayet hafif. Orta gövdeli. Tanenler etkili ama beklediğimiz kadar keskin değil. Hafif baharat esintileri üzümün karakterini yansıtıyor. Hafif böğürtleni andıran tadlar, hafif meşe tatları ve karabiberimsi baharatlarla birlikte ve yine çok da keskin olmayan tanenlerle güzel ve kompleks olmayan bir denge oluşturmuş. Gayet sorunsuz ve kolay içimli...
Genel intiba olarak Boğazkere şaraplarının Öküzgözü şaraplarına göre içimlerinin daha zor olduğu söylenir. Bu bence sadece dengeye ulaşmamış Boğazkereler için geçerli... Zaten bir şarap sizi içerken çok zorluyorsa o şarap dengesiz demektir. Yani bu aslında üzümün problemi değil içtiğiniz şarabın problemidir. Böyle şaraplar ya henüz olgunlaşmamıştır ki bu şarabın potansiyelini gösterir, ya da aşırı ekşi asitli ve acı tatlarıyla dengesiz olduğunu gösterir. Belki sadece çok genç Boğazkere'ler için keskin tanenlerle karşılaşma ihtimali yüksek olduğu için bu genel intiba oluşmuş olabilir. O yüzden Boğazkere'den zevk almak için çok genç rekolteler seçmemek gerekir.
Buzbağ 2011'de ise sizi rahatsız edecek bir durum yok. Şarap gayet hafif içimli ve dengeli. Tanenler de gayet yumuşak. Şu an içmeye hazır. Ancak bu demek oluyor ki bu şarap muhtemelen daha çok olgunlaşmayacak ya da daha kompleks hale gelmeyecek.
Arkadaşlarınızla birlikte et yemekleri yerken gönül rahatlığıyla seçebileceğiniz bir şarap. Zaten öğrenci aleminde gayet meşhur olan Buzbağ bence kalitesini uzun yıllardır belirli bir seviyede tutarak ve nispeten ucuz şaraplar üreterek takdirimizi her zaman hakediyor.
Puan 6
7 Şubat 2013 Perşembe
Kayra Vintage Boğazkere 2008
15 derece civarında 30 dakika havalandırdıktan sonra tadına baktık. Ön burunda yoğun meşe, koyu renkli meyveler ve isli kokular mevcut. Damakta orta gövdeli, tanenler dili sarıyor. Alkol ve asiditesi yoğun tanenleri destekliyor bu sebeple belirli bir dengeden söz etmek mümkün. Hafif pekmezi andıran kuru orman meyveleri biraz da hafif acımsılık veren baharat kokularıyla orta kompleksiteye sahip. Dili saran tanenler sayesinde bu tatlar orta uzunlukta bir bitim oluşturuyor.
Izgara ve güzel marine edilmiş kırmızı etlerle güzel gidebilir. Ancak genel görüşüm güçlü tanenler sebebiyle bu şarabı tüketmek için bir kaç yıl daha beklemek.
2007 Prestige kadar agresif değil ancak 2009 Pendore kadar da dengeli değil.
Bu serinin 2009 rekoltesini denemenin tam zamanı. En kısa zamanda Prestige 2009 ile birlikte deneyip 2009 yılının şampiyonunu belirlemek gerekiyor.
İkinci kadeh biraz daha havalanmasına ve dinlenmesine izin veriyoruz. Meyve kokuları daha belirgin hale geliyor. Bu olumlu bir durum: şarabın hala sunmaya çalıştığı bir potansiyeli olduğunu gösteriyor. Beklediğimiz kadar güçlü gövdeli ancak çok da kompleks olmayan buke tanenlerin gücünü karşılayamıyor.
Puan: 6.5
6 Şubat 2013 Çarşamba
Kavaklıdere Pendore Boğazkere 2009
![]() |
Kavaklıdere Pendore 2009 |
Pendore 2009'u açmak Pandora'nın kutusunu açmak gibi bir olay haline geldi benim için. Pendore'yi denemeye karar verirsem Kayra Vintage 2009 ve Kavaklıdere Prestige 2009'u da denemem neredeyse bir mecburiyete dönüşecekti. Uyuyan ve henüz gerekli olgunluğa ulaşmamış bu şarapları açmak ve içmek bizim için değerli bir tecrübe olacak umuduyla geri dönüşü olmayan bir yola girmiş bulunduk.
Pendore 2009'u havalandırmak için 1 saat kadar karafta beklettik. Şişe ilk açıldığında hiç bir kötü kokuyla karşılaşmamak biraz içimizi rahatlattı. 2007 Prestige'deki yoğun alkol ve baharat kokuları 2009 Pendore'de yok gibiydi.
İlk kadehimizi doldurduk ve güzelce bardağımızın etrafında gezdirdik. Renk klasik koyu yakut. Bardak çeperinde beklediğimiz tanenlere göre çok da fazla iz bırakmadı. Ön burun hemen orman meyveleri ve çok hafif baharatlar ve birazcık da meşe ile çok yoğun olmayan bir buke oluşturuyor. Ancak kendimizi gerdiğimiz kadar agresif kokularla karşılaşmıyoruz. Aldığımız ilk yudumda tanenler kendini çok güçlü olmadan hissettiriyor. Orta gövdeli ve akıcı bir yapıya sahip. Belki rekolteyle ilgili bir durum bilemiyorum ama beklediğimden daha az tanen var. Böğürtlen ve kuru meyve tatlarıyla güzel bir şekilde entegre olmuş kara biber benzeri hafif baharatlarla birlikte çok da güçlü olmayan meşe güzel bir denge oluşturmuş. Alkol asidite yeterli kadar etkili ve dengeli. Buke çok da kompleks değil. Henüz olgunlaşmamış olmasından dolayı olabilir. Ancak sanki yavaştan yavaştan yuvarlanmış olan tanenlerle çok da fazla yıllanabileceği izlenimini bırakmıyor. Bitim çok da yoğun ve kompleks olmayan tatlarıyla orta altı uzunlukta ancak keyifli.
2007 Prestige'e kıyasla daha sakin ve dengeli ama sanki biraz daha basit kalmış bir şarap diyebiliriz. Belki yıllandıkça buke daha kompleks bir hale gelirse gerçekten çok keyifli bir şarap haline gelebilir. Ama zaman geçtikçe çok da agresif olmayan tanenler iyice yuvarlanacak ve üzüm karakterini kaybedecek bunu da göz önünde bulundurmak gerekir.
Bu düşünceyle 2 yıl bekletmek suretiyle bu şaraptan 2 tane daha alıp saklamaya karar verdim.
Puan: 7
28 Ocak 2013 Pazartesi
Kayra Terra Boğazkere 2008
İnanılmaz bir tecrübe. İlk defa bozulmuş bir şarapla karşılaştık. Üzüldüm diyemeyeceğim çünkü herhalde bu bir milat. Evde açtığım ve bozuk çıkan ilk şarap. 2008 rekoltesi olması bu şişenin hiç iyi koşullarda saklanmadığını gösteriyor.
Mantarı açınca ağır bir küf kokusuyla karşılaştım. Mantarı ters cevirdiğimde mantarın yavaş yavaş küflenmeye başladığını farkettim. Şarabı evimin yakınlarında bir TEKEL bayisinden almıştım daha 1 gün önce. Bu sebeple kendi saklama koşullarımı şimdilik sorgulamama gerek yok diye düşünüyorum.
Şaraptan bir kadeh alıp denemek istedim. Malesef küf tadı tamamen şaraba yayılmış durumdaydı. İkinci yudumu almadan şarabı dökmeye karar verdim. Böyle durumlar için tecrübesizim. Acaba bu şarabı aldığım TEKEL bayiine götürüp herhangi bir hak iddaa edebilir miydim? Muhtemelen olumsuz cevap alacağımı bildiğim için peşinden gitmedim. O bayii ile bozuşmak istemiyorum. Özellikle 76 TL lik Prestige 2007 Boğazkere'yi 45 TL ye aldıktan sonra. Ama yine de gidip bir soracağım.
İlginç bir tecrübe oldu. Bu şarabı bu olay sebebiyle tadım listemizden çıkarmak zorunda kaldık.
Puan: Buşone
Mantarı açınca ağır bir küf kokusuyla karşılaştım. Mantarı ters cevirdiğimde mantarın yavaş yavaş küflenmeye başladığını farkettim. Şarabı evimin yakınlarında bir TEKEL bayisinden almıştım daha 1 gün önce. Bu sebeple kendi saklama koşullarımı şimdilik sorgulamama gerek yok diye düşünüyorum.
Şaraptan bir kadeh alıp denemek istedim. Malesef küf tadı tamamen şaraba yayılmış durumdaydı. İkinci yudumu almadan şarabı dökmeye karar verdim. Böyle durumlar için tecrübesizim. Acaba bu şarabı aldığım TEKEL bayiine götürüp herhangi bir hak iddaa edebilir miydim? Muhtemelen olumsuz cevap alacağımı bildiğim için peşinden gitmedim. O bayii ile bozuşmak istemiyorum. Özellikle 76 TL lik Prestige 2007 Boğazkere'yi 45 TL ye aldıktan sonra. Ama yine de gidip bir soracağım.
İlginç bir tecrübe oldu. Bu şarabı bu olay sebebiyle tadım listemizden çıkarmak zorunda kaldık.
Puan: Buşone
Kavaklıdere Prestige Boğazkere 2007
Boğazkere denemelerimizin ilki olan Prestige 2007, bu tadım çalışmasının ne kadar sorunlu geçeceği konusunda hemen ilk ipuçlarını verdi.
Boğazkere monosepajlarının hepsi bu şekilde mi olacak bilemiyoruz ama Prestige 2007 bu şekilde olursa diğerleri nasıl olur tahmin edemiyorum. Tanenler asit ve bahart kokuları o kadar karışmış ve yoğunlaşmış ki şaraptan zevk alabilmek için gerçekten bu kompleks tadı karşılayabilecek bir yemek gerekiyor. Bu şarabı yemek eşliği olmadan içeyim bir iki kadeh derseniz tamamen hayal kırıklığına uğrarsınız.
Ön burunda çok yoğun baharat ve orman meyvelerinin yanında alkol esintileri belirgin. İlk yudumda tananlerle tanışıyoruz. Tam gövdesisyle orman meyvelerinin vahşi tatlarıyla dili tamamen saran bir yapıya sahip. Tanenler hala agresif ve biraz hantal. Asit hala belirgin ve hala tanenlerle savaş halinde. Kesinlikle içimi kolay bir şarap değil. Meyve esintilerinin önüne geçen asit ve tanen etkisi gerçekten zorluyor beni. Bitim de yoğun tatlar sebebiyle orta/uzun süreli.
Kavaklıdere Prestige serisinin 2008 öküzgözü rekoltesinin dengesi henüz Boğazkere 2007 de ulaşılamamış. Bu tamamıyla üzümün karakterinden kaynaklanan bir durum olabilir hatta rekolteden de kaynaklanıyor olabilir. Ancak bu agresif karakter nasıl bir dengeye ulaşacak çok merak ediyorum. Piyasada bulunabilen daha eski ilk rekolte 2004. Bu durumda bu rekolteyi denemek bir gereklilik haline geldi. Bu şekilde bu serinin yıllanma potansiyeli konusunda daha iyi fikrimiz olacak. Ancak rekolteden kaynaklanan bilinmeyenlerle bu işi nasıl çözeceğiz onu da kestirmek güç.
Puan: 6.5
26 Ocak 2013 Cumartesi
2012-2013 Boğazkere Tadımları
Bu çalışmada 2013 itibariyle raflarda bulabileceğimiz Boğazkere şaraplarının karşılaştırmasını yapmaya çalışacağız.
Diyarbakır kökenli Boğazkere üzümünden yapılan şaraplar üzümün karakteri gereği güçlü gövdeli, tanenli, baharatlı ve kompleks aromalara sahip. Öküzgözü şaraplarına nazaran belirgin tanenleri gereği daha çok yıllanmaya müsait ve bu sebeple daha değerli.
Güçlü yapısı sebebiyle monosepaj Boğazkere'leri yanında ona eşlik edecek uyumlu bir yemek olmadan içebilmek ve keyif alabilmek biraz zor. Özellikle tanenli şarapları ağızda nötürleyen yoğun protein içerikli yemekler olması gerekiyor. Izgara etler, az pişmiş kırmızı et ve çok güçlü peynirlerle birlikte tüketilmesi tavsiye ediliyor. Tabii ki böyle bir şart yok.
Boğazkere tadımlarımız öküzgözü tadımları kadar kolay olmayacak. Çünkü piyasada bulunan ve elimizde olan şarapların çoğunun olgun olmadığını düşünüyorum. Sıklıkla karşılaşmayı beklediğimiz agresif tanenler yoğun orman meyvelerinin yanında eşlik eden baharatımsı tatlar henüz olgunlaşmamış olan bu şarapların tadımlarını biraz zorlaştıracak. Hem şaraplar kendi potansiyellerini yeterince yansıtamayacak hem de biz bu potansiyeli kestirebilmek konusunda sıkıntılar yaşayacağız. Yine de elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalışacağız.
An itibariyle olgunlaşmış bir Boğazkere şarabının en az 2005-2006 rekoltesi olması gerekiyor. Ancak ne yazık ki Kavaklıdere dışında 2007 rekoltesinden daha yaşlı bir şarap bulmak çok zor.
Şu anda elimizde bulunan Boğazkere şarapları şu şekilde:
1) Kavaklıdere Prestige Boğazkere 2007
2) Kavaklıdere Prestige Boğazkere 2009
3) Kavaklıdere Pendore Boğazkere 2009
4) Kayra Vintage Boğazkere 2008
5) Kayra VintageBoğazkere 2009
6) Kayra Terra Boğazkere 2008
7) Kayra Buzbağ Boğazkere 2011
8) Doluca DLC Boğazkere 2010
9) Vinkara Doruk Boğazkere 2010
10) Urla Boğzkere 2010
11) Kavaklıdere Prestige Boğazkere 2004
12) Doluca Tuğra Boğazkere 2010
Ekleme: (20 Ağustos 2013)
Bu şarapların genel değerlendirmesini burada bulabilirsiniz.
Diyarbakır kökenli Boğazkere üzümünden yapılan şaraplar üzümün karakteri gereği güçlü gövdeli, tanenli, baharatlı ve kompleks aromalara sahip. Öküzgözü şaraplarına nazaran belirgin tanenleri gereği daha çok yıllanmaya müsait ve bu sebeple daha değerli.
Güçlü yapısı sebebiyle monosepaj Boğazkere'leri yanında ona eşlik edecek uyumlu bir yemek olmadan içebilmek ve keyif alabilmek biraz zor. Özellikle tanenli şarapları ağızda nötürleyen yoğun protein içerikli yemekler olması gerekiyor. Izgara etler, az pişmiş kırmızı et ve çok güçlü peynirlerle birlikte tüketilmesi tavsiye ediliyor. Tabii ki böyle bir şart yok.
Boğazkere tadımlarımız öküzgözü tadımları kadar kolay olmayacak. Çünkü piyasada bulunan ve elimizde olan şarapların çoğunun olgun olmadığını düşünüyorum. Sıklıkla karşılaşmayı beklediğimiz agresif tanenler yoğun orman meyvelerinin yanında eşlik eden baharatımsı tatlar henüz olgunlaşmamış olan bu şarapların tadımlarını biraz zorlaştıracak. Hem şaraplar kendi potansiyellerini yeterince yansıtamayacak hem de biz bu potansiyeli kestirebilmek konusunda sıkıntılar yaşayacağız. Yine de elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalışacağız.
An itibariyle olgunlaşmış bir Boğazkere şarabının en az 2005-2006 rekoltesi olması gerekiyor. Ancak ne yazık ki Kavaklıdere dışında 2007 rekoltesinden daha yaşlı bir şarap bulmak çok zor.
Şu anda elimizde bulunan Boğazkere şarapları şu şekilde:
1) Kavaklıdere Prestige Boğazkere 2007
2) Kavaklıdere Prestige Boğazkere 2009
3) Kavaklıdere Pendore Boğazkere 2009
4) Kayra Vintage Boğazkere 2008
5) Kayra VintageBoğazkere 2009
6) Kayra Terra Boğazkere 2008
7) Kayra Buzbağ Boğazkere 2011
8) Doluca DLC Boğazkere 2010
9) Vinkara Doruk Boğazkere 2010
10) Urla Boğzkere 2010
11) Kavaklıdere Prestige Boğazkere 2004
12) Doluca Tuğra Boğazkere 2010
Ekleme: (20 Ağustos 2013)
Bu şarapların genel değerlendirmesini burada bulabilirsiniz.
18 Ocak 2013 Cuma
Öküzgözü Tadım Sonuçları 2013
Öküzgözü şarapları, üzümün karakteri gereği zayıf tanenli ve yüksek asitli oluşu sebebiyle yıllanmaya uygun olan bir şarap değil. Genel olarak daha yaşlı şaraplarda bu etkiyi fazlasıyla hissettik. 2010-11 yılı rekoltesi şaraplarda asit daha belirgin daha yaşlı şaraplarda asit özelliği yavaş yavaş azalmış meyvemsilik daha ön plana çıkmış ancak tananler de buna bağlı olarak iyice yuvarlanmıştı. Hatta 2008 Kocabağ'da görüldüğü gibi şarap artık yorulmaya başlamış sanki 2 sene daha beklese keyifsiz hale gelecek gibiydi.
Genel olarak vişne ahududu mürdüm eriği karadut gibi meyve tatlarının yanında çok az baharat, ve bazı marka/serilerde de meşe kokularıyla karşılaştık.
Meşenin yoğun tatları, tanenli şaraplar için bence daha uygun. Öküzgözüne de yakışımıyor değil fakat meşe fıçı olayını fazla abartmamak gerekiyor.
Şarapları birbirleriyle karşışlaştırmak gerçekten zor. Bir üzüm ya da karışımdan yapılmış piyasadaki bütün aynı rekolte şarapları bulmak herşeyden önce çok güç. Bunları bulabilsek bile objektif olarak değerlendirebilmek daha da güç. Kör tadım gerçekten en iyi yöntem. Ancak bunu yapabilecek ve sizin seçtiğiniz şarapları sorgusuz sualsiz içecek bir arkadaş gurubuna ihtiyacınız var. Hem insanlara yük olmak istemiyorsunuz, hem de bütçenizi zorlamak istemiyorsunuz.
Çoğu zaman hafta sonu evde uygun bir sofra hazırlayıp daha önceden planladığınız 1 şişe şarabı içip değerlendirmekten daha sorunsuz bir yöntem yok. Çoğu zaman başvurduğumuz yöntem bu.
Değerlendirmeyi yaparken farklı parametreleri göz önünde bulundurmak olmazsa olmaz bir olgu. Fiyat performans biz nihai tüketiciler için çok önemli ancak bunun objektif bir kriter olarak nicellenmesi çok zor.
Yine de kafamızda kişisel bir sıralama oluşturmak ve bu sıralamayı paylaşmak bence hiç ayıp değil.
2 aylık bir süreç içerisinde değerlendirdiğimiz 11 öküzgözü şarabı 2007 ile 2011 yılları arasında üretilmiş şaraplardı. Bu denediğimiz şaraplar arasındaki madalya tablomuz şu şekilde olurdu:
Altın Madalya: Kavaklıdere Prestige Öküzgözü 2008 (8 puan)
Gümüş Madalya: Doluca Tuğra Öküzgözü 2009 (7.5 puan)
Bronz Madalya: Kayra Vintage 2010 (7 puan)
Doluca Tuğra ve Kayra Vintage ne kadar başarılı şaraplar olsalar da Kavaklıdere'nin Prestige serisi gerçekten hissedilir derece bu iki şaraba karşı bir üstünlük oluşturuyordu. Hem yoğunluk hem de denge düşünüldüğü zaman gerçekten Prestige sanki bu diğer iki şaraptan 2 gömlek daha üstün gibiydi. Keşke elimizde hem Kayra Vintage hem de Doluca Tuğra'nın 2008 rekoltesi olsa da daha verimli ve objektif bir karşılaştırma yapabilsek anacak şu aşamada bu imkansız: çünkü iki şarabın da 2008 rekoltesine henüz hiç bir yerde rastlayamadık.
Kayra Vintage'daki agresif meşe aromaları dikkatimizi çeken ilginç bir olguydu. Meşe tatları Doluca Tuğra'da daha dengeli ve sakinleşmiş durumdaydı. Kav Tuğra 2007'de tamamen yuvarlanmış olan tanenler Tuğra 2009 da az da olsa hala aktifti. Bu öküzgözü şarapları için yıllanma potansiyeli le ilgili bize ipuçları veren bir bilgi olarak kayıtlara geçti.
Kayra Buzbağ 17 Tl lik fiyatıyla kompleks olmayan ancak keyifli bir şarap olarak aklımızda kaldı ve mansiyon ödülünü haketti.
Doluca DLC tam bir hayal kırıklığı olarak kayıtlarımıza geçti...
Kavaklıdere Pendore bizi çok heyecanlandırıyor ancak bu heyecanı başka bir bahara erteliyoruz.
![]() |
Kavaklıdere Pendore 2008-2009-2010 |
Doluca Tuğra Öküzgözü 2009
Doluca'dan çok başarılı bir çalışma. 2009 Öküzgözü koyu yakut renginde bardak çeperinde hafif iz bırakıyor. Ön burunda yoğun kırmızı meyve kokularının yanında meşe etkileri belirgin.
Damakta orta gövdeli, tanenler çoğunlukla yuvarlanmış, kırmızı meyvelerden ahududu ve erik tatlarıa hafif baharatımsı tatlar eşlik ediyor. Alkol ve asit hala etkili. 2009 için bile asidin etkili olması ilginç bir gözlem. Şarabın hala yıllanma potansiyeli olduğunun habercisi. Şarabı daha fazla havalandırsak da meyve kokuları çok yoğunlaşmıyor. Hafıf meşe ile uyumlu bir halde birbirlerinin önüne geçmeden zarif bir kompleksite oluşturuyor.
Bitim nispeten kısa/orta uzunlukta ancak dengeli olması sebebiyle keyifli. Karakterli bir çalışma.
Kayra Vintage 2010 ile çok yakın zamanda tüketmemiz sebebiyle direk karşılaştırma yapma şansımız oldu. Vintage'a göre meşe etkileri daha zayıf ama zarif, meyve tatlarının önüne geçmiyor. Buke yoğunluk olarak orta seviyede aynı Vintage'da olduğu gibi. Alkol asit dengesi de başarılı. Vintage'in bir yıl genç rekolte olması ve dengesinin henüz agresif oluşu onu bir adım geriye itiyor ancak her ikisi de gayet keyifli şaraplar.
Puan: 7.5
12 Ocak 2013 Cumartesi
Kayra Vintage Öküzgözü 2010
Her ne kadar dışarıda yemek yediğimiz zaman şaraplara kendi fiyatlarının bir kaç misli para ödemekten hiç haz etmezsek de bazen çok sevdiğiniz insanlarla birlikte olduğunuz zaman şeytana uyup şarap siparişi verebiliyorsunuz. Öküzgözü tadımlarımızın önemli parçalarından biri olan Kayra Vintage 2010 işte böyle bir akşam yemeğinde masamıza misafir oldu.
Kayra Vintage 2010 Öküzgözü, Obika, İstanbul |
Havalandırma fırsatı bulamadığımız şarabımızda meyvemsi kokular ve meşe ön burunda çok etkili. Hafif alkol esintileri arkadan geliyor.
Damakta orta üstü gövdeli zarif tanenlerle birlikte kırmızı orman meyveleri ve mürdüm eriği tatları çok uyumlu. Alkol asit dengesi güzel ancak sanki biraz fazla etkili. 2010 rekoltesi olması sebebiyle normal karşılayabiliriz; şarap henüz çok genç.
Damak buram buram meşe tonlarıyla kompleks ve yoğun bir aromatik denge oluşturmuş. Zaman zaman şarabı kadehte döndürdüğümüzde meşe kokuları meyve kokularını biraz bastırabiliyor. Bunu da şarabın gençliğine bağlayabiliriz. Damakta kolayca akıp gidiyor ve orta uzunlukta bir bitim oluşturuyor .
Meşe tadını ilk defa bu kadar agresif bir şekilde hissettik bir öküzgözü şarabında. Bazen çok öne çıksa da ilginç ve hoş bir tecrübe oldu. Belki 1-2 yıl beklerse şarap daha dengeli bir hale gelebilir. Kendine özgü karakteristiği ile başarılı bir öküzgözü.
Şaraptaki potansiyel bizi etkilemiş olsa gerek ki kavımıza bir şişe eklemeyi ihmal etmedik.
7 Ocak 2013 Pazartesi
Kavaklıdere Prestige Öküzgözü 2008
Şarap karakterini daha ön burunda güçlü bir şekilde hissettiriyor. Koyu vişne/bordo kıvamında rengiyle bardak çeperinde iz bırakmıyor. Çok zarif kırmızı meyve kokuları ve rahatsız edici olmayan alkol esintileriyle ön burun öküzgözü karakteristiğini eksiksiz yansıtıyor.
Damak şimdiye kadar tadına baktığım öküzgözü şaraplarının hepsinden daha kompleks. Mürdüm eriği, karadut, çilek, vişne, ahududu esintilerine eşlik eden çok zarif meşe kokuları, alkol ve asidite, hafif tanenlerle birlikte mükemmel bir uyum içerisine girmiş. Asit ve alkolün bu meyvemsi tatlara bu kadar zarif eşlik ettiğine ilk defa şahit oluyoruz. Damakta kolayca akıp giderken yoğun aromalar keyifli bir şekilde orta uzunlukta bir bitimle son buluyor.
Sanırım şarapta dengenin tanımı bu olsa gerek, her şey ne eksik ne fazlaydı. Nispeten asitli karaktere sahip bir üzümden sanırım ancak bu kadar zarif ama karakterli, içimi kolay, bitimi keyifli bir şarap çıkabilirdi. Masadaki bütün arkadaşlarımızın ortak fikri bu oldu.
Prestige 2008, tereddütsüz şimdiye kadar içtiğimiz en iyi öküzgözü şarabıydı. Bundan daha iyisi olabilir mi sorusunu bize sordurdu, ve diğer öküzgözü şaraplarında neyin eksik olduğunu bize öğretmiş oldu. Bu şarabın 2008 rekoltesi olduğunu unutmamak lazım. Belki de en iyi zamanında içmiş olabiliriz. Verdiğimiz parayı sonuna kadar hakettiğini söyleyebilirim.
******
Ekleme:
Bu şarabın Kav Butik'teki fiyatının 106 TL olduğunu farkettim. Oysa ben bu şarabı Kasım ayında bir süpermarkette 76 TL ye almıştım. Çok şaşırmamak lazım...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)